30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sevguli’ye kumasıyla ilişkisini sorduğumuzda ise çektiği sıkıntıları hatırlamakta ve anlatmaktadır.<br />

Keje çok asabiydi. Evde sorun çıkmasın diye hep birşeylerden feragat ettim. Örneğin<br />

çocuklar benden yemek istediklerinde ben, “anneniz orada, ona gidin,” diyordum. O<br />

çocukları seviyordu ve çocuklar da onu. Çocuklar büyüdüklerinde benim onların anası<br />

olduğumu öğrendiler. Bu kez de bana dediler ki: “Sen bize bakmayı bilmiyordun, onun<br />

için.” Ben de durumun aslında öyle olmadığını söyledim. Ben öyle davranmasaydım, biz<br />

birlikte geçinemezdik. 11<br />

Sevguli, çocuklarıyla da anne‐çocuk ilişkisini yaşamamıştır. Çocuklarını neredeyse kendi elleri ile<br />

uzaklaştırmak zorunda kalan Sevguli çocuk sahip olamaya değil, çocuk doğurmaya getirildiğini<br />

bilmektedir. Ayrıca, çocuklara ebeveynlerinin başkalarının yanında sevgi göstermesinin “ayıp” olarak<br />

algılandığını belirtmektedir. O yüzden çocuklarıyla ilgilenememiştir ve ahır süpürme gibi daha düşük<br />

görülen “dışarı” işlerini yapmak zorunda bırakılmıştır. Keje ise, evin “kevani”si yani ‘soylu’ hanımı<br />

konumuna terfi etmiştir. Evin zahiresini ve katıklarını idare etmekte ve çocuklara bakmaktadır.<br />

Sevguli çocuklarının Keje ile ilişkisini, çocuklar büyüdüğünde de şöyle açıklar:<br />

Tabii çocuklar da onu çok seviyorlardı. Allah var. Mesela en büyük oğlum Ali Asker<br />

öğretmen oldu ve Urfa’ya gitti. Keje’yi birlikte götürdü. Mersin’e taşındı. Yine Keje’yi<br />

götürdü. Ben neden Keje’yi götürdüklerini sormuyordum. Çünkü biz toplumdan<br />

utanıyorduk. O zamanlar şimdiki gibi değildi tabi. 12<br />

Sevguli’nin davranış kodları, onun deyimiyle toplum tarafından belirlenen kurallara uygun olması<br />

ile şekillenmiştir. Ancak burada toplumsal normlar olarak belirtilen bu kurallar aslında erkekler için ve<br />

erkekler tarafından koyulmuş kurallardır. Örneğin fedakârlık kadınlardan beklenen bir davranış iken,<br />

erkeklerin fedakâr olmaları beklenmez. Erkeklerin “sinirli” olmaları tolare edilebilirken, kadınların<br />

“sinirli” olmaları olumsuz bir karakter özelliği olarak eleşitirilir. Sevguli’ye kocasıyla arasının nasıl<br />

olduğunu sorduğumuzda ise kocasının çok sinirli olduğunu ve araziye çok düşkün olduğunu belirtmiş<br />

ve şunları söylemişti:<br />

Aramız çok kötüydü. Nerdeyse her gün kavga ediyorduk. Çok basit sebepler yüzünden<br />

bile kavga ediyorduk. Çok sinirlendiğinde beni döverdi. Keje’ye de çok hakaret ediyordu.<br />

Şimdiki kadınlar olsaydı acaba ne yaparlardı? Nereye giderlerdi? Biz yine katlandık. Şimdiki<br />

erkekler karılarından korkuyorlar, korkudan “hazır olda”lar. Bizde tersiydi.<br />

Sevguli, burada aslında “eski” kuşak kadınların (aslında köyde anlatılan kadınların ataerkilliği ve<br />

ataerkil normaları kabulü üzerinden yürümektedir) daha asalet sahibi olduklarını ve en önemlisi,<br />

herşeye rağmen aileyi topluma karşı küçük düşürmediklerini ve her türlü zorluğa katlandıklarını<br />

belirtmektedir. Sevguli, adına “toplum” denilen, ama ataerkil olduğunun adı konmayan bir sistemin<br />

normların aslında ne kadar da ataerkil olduğunu, onur ve utanç kodlarının da tamamen böylesi bir<br />

cinsiyet rejimi içinde oluşturulduğunu, taşındığını ve benimsendiğini kendi sözcükleriyle anlatırken,<br />

bir yandan bunları onaylamak ve uymak durumunda olduğunu belirtir. Sevguli, bir yandan da<br />

duygusal olarak buna karşıdır. Gerçek anlamda hayatını yaşayamadığı ve hayatından tad alamadığı<br />

için de üzüntü duymaktadır:<br />

Ben çok pişmanım. Aslında hiç birşeyi kendim yapmadım. Kendim ile ilgili hiçbir şeye<br />

karar vermedim. Elimde olmayan şeyler için pişman olunur mu, bilmiyorum. Bunlara ben<br />

sadece talihsizlik diyorum. Gün yüzü görmedim hiç. Yani, kuma olmak ne kadar mutluluk<br />

verir, bilmiyorum. Kuma demirden köprü olsa asla güvenip üstünden geçme. Aramızın iyi<br />

olması saygı ve sevgiden değil, dışarıya karşı ayıp olmasın diyeydi. 13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!