01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

160<br />

TUNCER BAYKARA<br />

yer yer Türkistan kavramının da kullanıldığını görülüyor. Osmanlı<br />

geleneksel veya klasik çağının “Türk”ü “ kaba, taşralı ve köylü” sayan<br />

anlayışı bu bilgiler ışığında yumuşamış bulunuyordu.<br />

Türk Harbiyesinin eğitiminde, devrin bu türden gelişmeleri de<br />

yerini bulmuş idiler. Süleyman Paşa’nın etkisiyle 1870’lerde başlıyan<br />

yeni eğitim dönemi sonrasında da aynı şekilde devam etmiştir.<br />

Artık Türk Harbiyesinde yetişenler, “Osmanlı” özellikleri kadar<br />

“Türk” kavramı hakkında da bilgi sahibidirler. Ancak Harbiye’nin<br />

bulunduğu İstanbul, “Türk” değil, fakat Osmanlı özellikleriyle dikkati<br />

çeken bir yerdir. Orada yaşayanlar için taşralılar, ancak Türk<br />

olabilirlerdi. Gerçi bu düşünce sadece İstanbul için geçerli olmayıp,<br />

Selçuklu çağının mirasçısı hemen bütün şehirler halkı için de geçerlidir<br />

(Ankara’ için Prof. Dr. Muzaffer Arıkan’ın gözlemi dikkati<br />

çekicidir).<br />

Osmanlı Devleti’nin güçsüzleşip tarih sahnesinden kaybolma<br />

sürecine girdiğinde, bu Devleti herşeyi ile benimsemiş olan insanların<br />

kendilerine ne demeleri bir mesele olarak ortaya çıkmıştı. “Osmanlı”,<br />

XIX yy sonlarında dini veya etnik kesin bir anlam taşımayan<br />

yepyeni bir kimlik adı olarak iddialı bir şekilde dikkati çekiyordu. İlk<br />

bakışta bu, ülke içindeki birliği sağlayacak bir harç gibiydi Bu kavramın<br />

üzerinde, nitekim bir zaman için fazlasıyla duruldu ve etkili<br />

kılınmak istendi. Çünkü bu kavramda sadece etnik kimlik değil, dini<br />

hoşgörü de bütün yönleriyle canlandırılmak istendi. Osmanlı Devleti<br />

içinde yaşayanlara dini veya etnik kimlikleri ne olursa olsun onlara<br />

“Osmanlı” denme çabaları, XIX yüzyıl sonlarında bir hayli etkindir.<br />

Ancak bütün bu çabalara rağmen, bu deneme başarılı olamadı.<br />

XX. yüzyılın ilk 20 <strong>yılında</strong>ki oluşumlar ve özellikle Cihan Harbi<br />

sonundaki durum, ülkesine sahip çıkmak isteyenleri çok etkiledi.<br />

Çünkü, vaktiyle Osmanlı idaresi altında barış ve mutluluk içinde yaşayanlar<br />

birer-ikişer devletten kopup çekip gitmeye başlamışlardı.<br />

Osmanlı Devleti’den ayrılmak, adeta bir akım haline gelmişti. Peki<br />

ayrılmak istemeyenler, Devletine herşeyi ile sahip çıkanlar ne olacaktı?<br />

Bu önemli bir mesele sayılabilirdi.<br />

Neticede Devletini her şeye rağmen yaşatmak isteyenler için yapılabilecek<br />

birşeyler de olmalı idi. “Osmanlı “ kavramının bu hususta<br />

etkili bir yeri olamamıştı. Cihan Harbi içinde dahi, birçok aydın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!