01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BİR İDEAL OLARAK MİSÂK-I MİLLÎ’NİN İLÂNI VE ANLAMI 743<br />

Bu konuda bize en açık ve tartışmasız ışık tutan belge daha önce<br />

bahsettiğimiz 23 Haziran 1919 tarihli muhtıradır. Bu muhtırada verilen<br />

Türkiye’nin güney sınırları, Misak-ı Millî’nin birinci maddesindeki<br />

kriter olarak verilmiş sınırlara işaret etmektedir ki, bu da son<br />

dönemdeki Osmanlı Devleti’nin Halep ve Musul vilayetlerinin güney<br />

sınırlarıdır. Nitekim bu topraklar, Osmanlı coğrafya dilinde Osmanlı<br />

Asyası/Anadolusu (Asya-i Osmanî) içinde değerlendirilmiştir.<br />

Diğer taraftan, ikinci maddede Elviye-i Selase (Kars, Ardahan<br />

Batum)’den bahsedilirken Batum’un kuzeyindeki Poti’ye kadar uzanan<br />

ve Cenub-i Garbî Kafkas Cumhuriyeti sınırlarına dahil edilmiş<br />

olan Nahçıvan’ı kapsayan bir bölge yeni Türkiye’nin sınırları içinde<br />

kabul edilmiştir. Buna karşılık beyannamenin üçüncü maddesinde<br />

yapılacak halk oylamasından sonra Batı Trakya’nın da Türkiye’ye<br />

dahil olacağı amaçlanmış ve böylece, Gümülcine’den itibaren Batı<br />

Trakya’nın da anavatan sınırları içinde olacağı tasavvur edilmiştir.<br />

Hiç şüphesiz, Misak-ı Millî beyannamesinin birinci maddesi,<br />

Arapların selfdeterminasyon hakkından sözetmesi de dikkate alındığında,<br />

Türkiye’nin güney sınırlarıyla ilgilidir. Bu maddede geçen<br />

Osmanlı-İslam ibaresi de, güney sınırlarından bahsedildiği için dar<br />

anlamda Türkler ve Kürtleri kapsamaktadır 22 . Bu bağlamı biraz daha<br />

genişletirsek Mondros mütarekesi hattının içinde ve dışında kalan<br />

çoğrafyada yaşayan Türk, Kürt, Çerkez ve Arnavud gibi İslam ortak<br />

paydasına sahip insan topluluğu anlaşılmalıdır. Zaten Mustafa Kemal<br />

<strong>Atatürk</strong>’de, 24 Nisan 1920’de, TBMM’nde yapmış olduğu bir<br />

konuşmada bu hususa dikkat çekerek sözkonusu insan topluluğunu<br />

“anasır-ı İslam” diye tanımlamış 23 ve hem kurtuluş mücadelesini ve-<br />

22 Bu ibare, orijinal beyannamede geçmektedir. Aynı şekilde, Mondros mütarekesi<br />

kasdedilerek “hatt-ı mütareke dahil ve haricinde” ibaresi de orijinal beyanname<br />

ifadeleridir. Ne yazık ki, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren günümüz<br />

de dahil bu konuda yazılan kitapların çoğunda, birbirlerinden naklen<br />

dönemlerin ideolojik anlayışlarına uygun olarak orijinal beyanname metinlerinde<br />

bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu bağlamda ilk örnek, Türk Tarihi Tetkik<br />

Cemiyetince 1931’de yayımlanmış olan Tarih IV kitabıdır. Burada, Osmanlı-<br />

İslam ibaresi, Türk olmuş, “hatt-ı mütareke dahil ve haricinde” ibaresinden ise<br />

“haricinde” kelimesi çıkarılmıştır.. Bu ise orijinal beyanname metninin tahrif<br />

edilmesinden başka bir şey değildir.<br />

23 “…bu hudud dahilinde tasavvur edilmesin ki, anâsır-ı İslamiyeden yalnız bir<br />

cins millet vardır. Bu hudud dahilinde Türk vardır, Çerkes vardır ve anasır-ı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!