01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

LAİKLİK VE TÜRK LAİKLİĞİNDEKİ UYGULAMALAR 391<br />

şı çıktığı ve mutlaka mücadele edilmesi gereken kötü davranış ve<br />

alışkanlıklar olarak gösterilir. Kur’ân’da bu hususların her biri hakkında<br />

yüzlerce âyet bulunmaktadır. Esasen Kur’ân’ın yorumlanması<br />

ve yaşanılan dönemin ihtiyaçlarına cevap bulunması demek olan<br />

“içtihad”ın kaynağı akıldır, bilimdir.<br />

Nitekim İslam’a tarihî gerçekliği içinde yaklaşacak olursak,<br />

onun insan hayatını, dünyayı ve toplumun işleyişini düzenlemek<br />

için bir takım hukuk ilkeleri getirmiş olmasına rağmen, bu ilkelerin<br />

kamu yararı (maslahat) doğrultusunda daima yorumlanabilir ve değişebilir<br />

oldukları açıkça görülecektir. 21<br />

Kesin olan husus şudur ki, Kur’ân’da siyasi egemenlik bütünüyle<br />

insana verilmiş ve bu egemenlik hakkını nasıl kullanacağı<br />

açıkça bildirilmiştir. Buna rağmen Emevîler ve sonraki idareciler,<br />

Haricîlerin dördüncü halîfe Ali b. Ebî Tâlib’e karşı isyanlarında sloganlaştırdıkları<br />

“el–hukmu illâ-lillah” (Hüküm ancak Allah’ındır)<br />

iddiasıyla yola çıkarak kendi anlayış ve yorumlarını Allah’ın iradesi<br />

saymaya başladılar. Böylece Kur’ân’da 610–632 yılları arasındaki<br />

Mekke ve Medine toplumunun ihtiyaçlarına ve o günün âdetlerine<br />

göre belirlenmiş birtakım muâmelat, yani dünya işlerine ait düzenlemeler<br />

ile Hz. Peygamber’in Sünneti, yani o günün şartları içindeki<br />

uygulamaları ve hattâ sahâbe tarafından yapılmış yorumlardan oluşan<br />

bir tarihî kültür malzemesi, kutsallaştırılarak dokunulmazlık<br />

zırhına büründürüldü ve inanç alanına sokuldu. Bu ise, o dönemlerin<br />

yöneticilerinin dîni kullanarak kendi saltanatlarını sağlama almalarının<br />

yolunu açtı. Çünkü “Hâkimiyet Allah’ındır” iddiası ile insanları<br />

yönetmeye kalkmak, o yöneticiyi sorgulama dışında bırakmak<br />

ve gerektiğinde değiştirilmek endişesinden kurtarmak demekti. Bu<br />

tamamen Kur’ân’ın mesajına zıt bir anlayıştır. Çünkü Allah, egemenlik<br />

yetkisini tek tek insana vermiş ve ondan bu yetkisini adâlet<br />

ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde kullanmasını istemiştir. Ayrıca<br />

değişmezlik ve dokunulmazlık vasfı kazandırılan muâmelat, hakkında<br />

nass, yani âyet ve hadîs bulunanlar da dahil tamamı ictihâdî’dir,<br />

21 Bu hususlardaki muhtelif örnekler için bk. Ethem Ruhi Fığlalı, Din ve Lâiklik<br />

Üstüne Düşünceler, Muğla: Muğla Ü. Yay., 2001; aynı yazar, “Din ve Devlet<br />

İlişkileri”, <strong>Atatürk</strong> <strong>Araştırma</strong> Merkezi Dergisi, XIII/ 38 (Temmuz 1997),<br />

590-602.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!