01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ATATÜRK CUMHURİYETİ’NİN NİTELİĞİ 43<br />

bir sonuçtur. Ulusal egemenliğin kısıtlanması yada sınırlandırılması<br />

laikliği zedeleyeceği gibi, laiklikten taviz de ulusal egemenliği sarsacak<br />

netice itibariyle ortadan kaldırılacaktır. Bu sistematiği gören<br />

<strong>Atatürk</strong> ulusal egemenliğin önündeki engelleri birer birer ortadan<br />

kaldırdıktan sonra laikliği bir ilke olarak ortaya koymuştur.<br />

1924 anayasasının, ulusal egemenliğin tecelligahı TBMM’ni<br />

devlet yönetiminde en etkin güç haline getirmesi böyle bir anlayışın<br />

ürünü olsa gerektir. Yasa tasarısında bazı şartlar çerçevesinde<br />

cumhurbaşkanına meclisi feshetme yetkisi öngörülmesine rağmen,<br />

milletvekillerinin itirazları sonucunda genel kurulda kabul edilmemiş8<br />

, cumhurbaşkanına bütçe ve anayasa kanunlarının dışındaki kanunları<br />

bir kez daha görüşülmek üzere meclise iade yetkisi tanınmıştır.<br />

1924 anayasasının değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek<br />

tek maddesi vardı ki o da devlet şeklinin cumhuriyet olduğuna dair<br />

olan birinci maddesi idi. Egemenlik millete aittir, bu bir hak olduğu<br />

kadar aynı zamanda görev ve yükümlülüktü. Millet, her halükarda<br />

egemenlik hakkını kullanacaktı. Egemenlik hakkının kullanımından<br />

vazgeçilemez, bu hak terk edilemezdi. Egemenlik hakkı egemenlikten<br />

vazgeçme hakkını içermiyordu. Söz konusu anayasanın 51.<br />

maddesi idari dava ve anlaşmazlıkları, özellikle hükûmetin kanun<br />

8 Tasarının 25. maddesi, “Meclis kendiliğinden intihabatın tecdidine karar verebileceği<br />

gibi, Reisicumhur da Hükûmetin mütalaasını aldıktan sonra esbabı<br />

mucibesini Meclise ve millete bildirmek şartıyla buna karar verebilir.” Şeklinde<br />

düzenlenmişti. Madde ile ilgili olarak söz alanların sayısındaki çokluk,<br />

maddeye verilen önemi gösterdiğinden, bizzat komisyon başkanı Yunus Nadi<br />

Bey, “... bazı tadilat yapmak üzere...” komisyona iadesini talep etmiş, bu talep<br />

olumsuz karşılanmış, usül tartışmaları yapılmış, komisyona gitmemesi ve<br />

görüşülüp oylanması yönündeki istekler ön plana çıkmıştır. Saruhan mebusu<br />

Reşad Bey, maddenin Gazi Paşa tarafından serdedilen düsturlara aykırı olduğunu,<br />

onun sözlerinden örneklerle anlatarak, “ Ferdi saltanat, ferdi hâkimiyet<br />

mülahazalarında bulunanlar emin olunuz millet nazarında müttehimdir.” diyerek<br />

konuşmasını şöyle sürdürmüştür: “Allah reisicumhur olsa...Haşa...Melaikei<br />

Kiram Heyeti Vekile olsa fesih selahiyetini verecek yoktur.” Bu sözler<br />

alkışlarla karşılanmış konuşmalar uzadıkça uzamıştı. Bu konuda verilen değişiklik<br />

önergeleri de kabul olunmayınca 25. madde tasarıdaki şekliyle oylandı,<br />

yeterli çoğunluğu sağlayamadığından bir sonraki birleşime bırakıldı. 24 Mart<br />

1924 te yapılan yirminci birleşimin birinci oturumunda ikinci kez tayini esami<br />

suretinde oya konuldu ve oylama neticesinde yine kabul edilmedi (TBMM<br />

Zabıt Ceridesi, Devre II. C. 7/1, s. 992 vd.).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!