01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

840<br />

ADNAN SOFUOĞLU<br />

Bu bağlamda millet olma bilinci ile demokrasiye ilerleyiş ve<br />

medeni bir cemiyet olmak arasında da esaslı bir bağlantı bulunmaktadır.<br />

10<br />

Batıda gelişen egemenlik ve millet egemenliği kavramından<br />

Osmanlı Devleti’ndeki egemenlik anlayışına gelirsek, Osmanlı<br />

Devleti’nde kendinden önceki Türk devletlerinde olduğu gibi egemenlik<br />

bir soyda, yani Osmanlı hanedanında idi. Hanedanın içinde<br />

ise erkek üyelere aitti ve kutsaldı. 11 Bu çerçevede üstün iktidarı güçlü<br />

şahsında toplayan hükümdar, toplumun, ülkenin ve üstün iktidarın<br />

sahibi, maliki bulunmaktaydı. Ülüş sistemi de mevcuttu. Ancak Fatih<br />

Sultan Mehmet çıkarttığı kanunname ile bu sistemine son verdi. 12<br />

10 Mümtaz Turhan; <strong>Atatürk</strong> İlkeleri ve Kalkınma, İstanbul 1964, s. 41. v.d.<br />

11 Recai Galip Okandan; Amme Hukukumuzun Ana Hatları, I. Kitap, İstanbul<br />

1957, s. 21-21 ; Eski Türklerde egemenliğin kökeni Tanrıya dayanmaktadır.<br />

Hunlar’da, Göktürkler’de, Uygurlar’da ve diğer Türk devletlerinde Kağanlığın<br />

dolayısıyla egemenliğin tanrıdan geldiği inancı hâkim olmuştur. Buna<br />

göre, Han soyunun kutsal bir kökeni bulunmaktadır. Bkz. İbrahim Kafesoğlu;<br />

Türk Milli Kültürü, İstanbul 1976, s. 220-221 ; Türkler Müslümanlığı<br />

kabul ettikten sonra da hükümranlık yani egemenlik anlayışlarında eski<br />

geleneklerini devam ettirdiler. Nitekim bu durum Kutadgu-Bilig’de açıkça<br />

ortaya konmaktadır. Bu bağlamda önemli büyük Türk devletlerinden olan Büyük<br />

Selçuklu Devleti’nde de bu gelenek hâkimdir. Nitekim Selçuklu devleti<br />

başlangıçta eski Gök-Türk devletinin anlayışı olan Oğuz-Yabgu devletinin<br />

izinde oldu. Tuğrul Bey zamanında ise Devlet İslam örneğine göre teşkilatlandırılmağa<br />

çalışıldı. Bu doğrultuda “hakan” yerine “sultan”, yabgu yerine<br />

“melik” tabiri kullanılmağa başlandı. Ancak yine de yukarıda belirtilen anlayış<br />

doğrultusunda Türk hükümdarı Tanrı bağışı “kut” yolu ile yeryüzündeki<br />

insanları yönetmekle vazifeli idi. Geniş bilgi için bkz. Kafesoğlu; a.g.e., s.<br />

300-302 ; Ercument Kuran; Türkiye’nin Batılılaşması ve Milli Meseleler,<br />

Ankara 1997, s. 85-86 ; Osman Turan; Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkuresi<br />

Tarihi, İstanbul 1978. Diğer taraftan Türklerdeki hükümranlık, kişiye değil<br />

Türk toplumu içinde bir aileye aittir. Bu sebeple Han ailesinin bütün erkekleri<br />

hükümdar olma hakkına sahiptir. Buna mukabil hükümdarlığı oluşturan beylerin<br />

de aile içinde kimin Han olacağına karar verme yetkileri vardır. Bu da<br />

Hanın yetkilerini az da olsa sınırlar. Bu hükümranlık anlayışından dolayı Orta<br />

Asya Türk devletlerinde ülüş sistemi mevcut olmuştur. Bkz. Sadri Maksudi<br />

Arsal; Türk Hukuk Tarihi, İslamiyet’ten Evvelki Devir, C.1, İstanbul 1947,<br />

s. 201-202 ; Bahaeddin Ögel; Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Ankara<br />

1979, s. 218-220 ; Ahmet Mumcu; “Osmanlı İmparatorluğunda Egemenlik<br />

Kavramı ve Gelişmesi” I. Milli Egemenlik Sempozyumu, Ankara 1985, s.<br />

34-35<br />

12 Osmanlı Devleti’nde egemenliğin bu şekilde kişiselleştirilmesinde esasında

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!