01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN TEMEL NİTELİKLERİ VE MİLLİ DEVLETE<br />

YÖNELİK TEHDİTLER<br />

Çağdaş bir topluma ve çağdaş bir devlete yakışan yönetim şeklinin,<br />

millî egemenlik esasına dayanan sistem olduğunu çok iyi bilen <strong>Atatürk</strong>;<br />

TBMM’nin açılması, Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin<br />

ilanı, Halifeliğin kaldırılması ve diğer bazı temel yapısal değişim ve<br />

dönüşüm hareketleri (inkılaplar) ile hep millî egemenliği yerleştirme<br />

gayreti içinde olmuştur.<br />

<strong>Atatürk</strong>çü Düşünce Sisteminde millî egemenlik esası, demokratik-laik<br />

devleti gerçekleştirme amacının temel bir parçası olarak<br />

değerlendirilmiştir. Bu esas aynı zamanda Cumhuriyetçilik,<br />

Millîyetçilik, Halkçılık ve Laiklik ilkelerini de besleyen önemli bir<br />

ilkedir.<br />

Egemenliğin kaynağı olarak millet iradesi yani hukuki anlamda<br />

beşeri irade kabul edildiği ve bunun sonucu olarak millî egemenlik<br />

hayata geçirildiği zaman, laik devlet düzeninin oluşturulması için ilk<br />

adım da atılmış olmaktadır. Çünkü, iktidarın kaynağı ilahidir dendiğinde,<br />

bundan teokratik/skolastik düşünce sistemleri, dolayısıyla<br />

teokratik hukuk/devlet/toplum yapıları; iktidarın kaynağı beşeridir<br />

dendiğinde, bundan, ilahinin karşıtı laik düşünce sistemleri, dolayısıyla<br />

laik hukuk/devlet/toplum yapıları çıkmaktadır.<br />

Millî irade veya millî egemenlik düşüncesinin sonucu olarak,<br />

laik toplum/hukuk/devlet düzenine geçişte, bir yandan teokratik<br />

toplum/hukuk/devlet düzenine ait ümmet fikri yerini millet fikrine<br />

bırakırken, öte yandan kul/tebaa fikri, yerini insan/vatandaş fikrine<br />

bırakmıştır. Böylece, bugün hararetle savunulan ve uluslararası sözleşmelerle<br />

korunması, geliştirilmesi devlete temel bir yükümlülük<br />

olarak yüklenen insan hakları düşüncesinin temelleri bu düşüncelerle<br />

atılmış olmaktadır. Günümüzde, gerçekten, insan hakları ancak<br />

laik-demokratik bir toplum/hukuk/devlet düzeninde söz konusu olabilmektedir.<br />

13<br />

V. SONUÇ<br />

Bazı küresel aktörlerin politikaları analiz edildiğinde Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin; millî güvenlik unsurlarını da oluşturan bu temel<br />

13 Z. Hafızoğulları, Laiklik, İnanç, Düşünce Ve İfade Hürriyeti, s. 34 vd.<br />

519

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!