01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

386<br />

ETHEM RUHİ FIĞLALI<br />

da “Hiç kimse iki efendiye birden kulluk edemez” 9 şeklindeki inanış,<br />

her iki iktidarın yetki sınırlarının belirlenmesini zorlaştırmış ve böylece<br />

kilise ile devletler arasında Orta Çağın ikinci yarısında cereyan<br />

eden tartışmaların konusunu teşkil etmiştir.<br />

Kilisenin ortaya attığı bu “iki kılıç öğretisi” sonucu papalar<br />

Tanrı’nın yeryüzündeki vekili (Vicarius Dei) sıfatıyla kralları ve derebeylerini<br />

bile afaroz edecek kadar ileri gitmişlerdir. O kadar ki,<br />

Batı dünyasında iktidarın kaynağı olarak ilâhî iradeyi öne süren ve<br />

kendisini de bu ilâhî hükümranlığın yeryüzündeki mümessili sayan<br />

kilise, kralları ve derebeylerini bile afaroz edecek kadar ileri gitmiş<br />

ve hattâ kilisenin egemenliğine karşı çıkanları engizisyona tâbi tutmuştur.<br />

Onüçüncü yüzyılın ortalarına doğru (1231) Kilise tarafından<br />

düzenli bir teşkilât haline sokulan Engizisyon’un din adına utanç<br />

dolu uygulamaları, Almanya’da 1517’de başlayan reformasyon hareketiyle<br />

ortadan kaldırılmış; ama azalarak da olsa Fransa’da 1772,<br />

İspanya’da 1834, İtalya’da 1859 yılına kadar devam etmiştir. 10<br />

Avrupa’da sanayinin gelişmesi sonucu doğan burjuva sınıfının<br />

siyasi gücü de ele geçirmek için hem feodalite ve kiliseyle hem de<br />

monarşilerle mücadeleleri sonunda, 1789 Fransız İhtilâli ile birlikte<br />

bu kıtada önemli değişim yaşanmış ve neticede monarşi, kilise<br />

ve ruhban sınıfı ağır bir yenilgiye uğratılmıştır. Özellikle Fransa’da<br />

Hıristiyanlığın ve kilisenin izlerinin silinmesi için birçok köklü tedbire<br />

başvuruldu. Fransız ihtilâlcileri için artık bir tek din vardı. O da<br />

katoliklik veya protestanlık değil, “akıl dîni” (la culte de la raison)<br />

idi. Onun için hedef, katolikliğin kaldırılarak yerine bu “akıl dîni”ni<br />

yerleştirmek ve resmen kabul ettirmekti. Hattâ bu yeni dînin on beş<br />

maddelik ilmihali, 1793’te Millî İhtilâl Meclisi tarafından kanunlaştırıldı.<br />

11 Ancak kralcılar, cumhuriyetçiler ile kilise arasındaki tartışmalar<br />

ve mücadele, bütün bir on dokuzuncu yüzyıl boyunca devam<br />

etti ve nihayet 9 Aralık 1905 tarihli “Kiliselerle Devletin Ayrılması”<br />

(La sèperation des eglises et de l’etat) kanunuyla laiklik hukukî<br />

ve siyasi bir kavrama dönüştürüldü. Artık bu kanunun öngördüğü<br />

9 Matta İncili, 6/ 24.<br />

10 H.Yazıcıoğlu, a.g.e., 93-94.<br />

11 Pierre Gaxotte, Fransız İhtilâli Tarihi, çev. Samih Tiryakioğlu, İst. 1962,<br />

123-131 ; 268-271 275 vd.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!