01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

LAİKLİK VE TÜRK LAİKLİĞİNDEKİ UYGULAMALAR 387<br />

laik rejim ile devlet, dünyevî gücü yani siyasi egemenliği; kilise de<br />

ruhanî gücü temsil edecek ve kendi bünyelerinde hür ve serbest olacaklardı.<br />

Yine bu “Kiliselerle Devletin Ayrılması” kanununa göre<br />

Cumhuriyet vicdan ve ibadet özgürlüğünü sağlayacak; hiçbir dini<br />

tanımayacak ve ona ücret ve ödenek ayırmayacaktır. 12 Kaba bir yaklaşımla<br />

kilise ile dünya işleri birbirinden ayrılacaktır.<br />

Esasen bu gelişme, kendi ilâhiyatında “dünyevî” ve “ruhanî”<br />

ayırımı bulunan Hıristiyanlığın, başka bir ifade ile dünyevî egemenliği<br />

de Tanrı adına elinde tutmak isteyen kilisenin tarihi boyunca giriştiği<br />

faaliyetler hatırlanacak olursa, makul ve beklenen bir sonuç<br />

olarak görünür. Buna göre, biraz önce de ifade ettiğimiz gibi, laik<br />

rejim ile, dünyevî gücü temsil eden devletin de, ruhânî gücü temsil<br />

eden kilisenin de kendi bünyelerinde tam anlamıyla hür ve serbest<br />

olmaları öngörülüyordu. Ancak gelişmenin Fransa’da bu çerçevede<br />

kaldığını söyleyebilmek mümkün değildir. Pozitivist anlayışın etkisinde<br />

kalan III. Cumhuriyet, kilise ve ruhban sınıfına karşı girişilmiş<br />

olan tutumu doğrudan din düşmanlığına kadar uzanan bir biçimde<br />

dini, ferdin, toplumun ve devletin bütün faaliyet alanlarından uzaklaştırmak<br />

şeklinde anladı ve uyguladı. Hattâ III. Cumhuriyetin ünlü<br />

bakanı J. Ferry, din konusunda tarafsızlığın vaad edildiğini, ama felsefe<br />

ve siyaset konusunda böyle bir söz vermediklerini ifade ile13 III.<br />

Cumhuriyetin laiklik (laicité) yerine dayatmacı militan bir anlayış<br />

olan laisizm (laicisme=laikçilik) anlayışını egemen kılmaya çalıştı.<br />

Bu yaklaşımın dayanağı pozitivist görüştür. Bu görüşün, kendi<br />

ifadesiyle “bu yeni ve pozitif dinin Papa’sı, pozitivizmin kurucusu<br />

August Comte’tur. Onu takiben Durkheim, Marx, Weber, E.Renan<br />

tarafından nüanslarla paylaşılan bu görüşe göre, artık bir Tanrı’ya<br />

ihtiyaç yoktur. Modernleşme ile birlikte din devrini ve ömrünü tamamlayacak<br />

ve ortadan kalkacaktır. Gerçi toplumun kendini devam<br />

ettirebilmesi ve gelişebilmesi için, toplumda manevî bir gücü temsil<br />

edebilmesi mümkün değildir ve bundan dolayı yeni bir din gereklidir.<br />

Bu Tanrısız yeni dinin adı da “insanlık dîni” veya “beşeriyet dîni”<br />

dir. Bu dinin credo’su, âmentüsü, beşere ve beşerin aklına ve ebedî<br />

12 Kanunun diğer maddeleri hk. bk. H. Yazıcıoğlu, a.g.e., 148-149.<br />

13 N. Vergin, a.g.m., Türkiye Günlüğü, 14.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!