01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

60<br />

SEÇİL KARAL AKGÜN<br />

ma değil, yalnız benim gayeme değil, o adım benim milletimin hayatıyla<br />

alakadar, o adım milletimin kalbine havale edilmiş zehirli bir<br />

hançerdir. Benim ve benimle birlikte hareket eden arkadaşlarımın<br />

yapacağı şey mutlak ve mutlak o adımı atanı tepelemektir. Şüphe<br />

yok ki arkadaşlar, millet bir çok fedakarlık bir çok kan pahasına en<br />

nihayet elde ettiği umdei hayatiyesine kimseyi tecavüz ettirmeyecektir.<br />

Bugün hükûmetin, meclisin, kanunların Teşkilat-ı Esasiyenin<br />

mahiyeti ve hikmeti hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da fevkinde<br />

bir şey söyleyeyim: farzı muhal eğer bunu temin edecek kanunlar olmasa,<br />

bunu temin edecek meclis olmasa, öyle menfi adımlar atanlar<br />

karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine<br />

tepeler ve yine öldürürüm.” 25<br />

CİLT III : <strong>Atatürk</strong>’ün Türk ve yabancı gazetecilere demeçlerinin<br />

tam metinleri ve ajans haberlerini içermekte olan ilk baskısı 1946’da<br />

yayınlanan 104 sayfalık bu ciltte <strong>Atatürk</strong>’ün düşünceleri kadar duygularını<br />

da yansıttığı karşılıklı görüşmeler yer almaktadır. Derlemeler,<br />

genellikle Hâkimiyet-i Millîye ve Vakit gazetelerindendir. Özellikle<br />

yabancı gazetecilerle konuşmalarda Türk dış ve iç politikaları<br />

da belirmektedir. Dış politika barış, iç politika da ulusal egemenliğe<br />

odaklanmıştır. Konuşmalarda Yapıt, Mondros’un imzalanmasından<br />

sonra <strong>Atatürk</strong>’ün İstanbul’a dönüşünden sonra ilk demeciyle başlamaktadır.<br />

Vakit Gazetesi muhabirine 18 Kasım günü verdiği bu<br />

demecinde “millet doğrudan doğruya umur-u millete karışmaz. Vekilleri<br />

olan heyeti mebusanın itimadına mahzar hükûmetin netice-i<br />

icraatına intizar eder” sözleriyle, Padişah, Halife ve saltanatın yönetime<br />

egemen olduğu o günlerde bireysel egemenliği yok bilip<br />

Meclis’in önemini belirtmektedir.<br />

Amasya’da Tasvir-i Efkar yazarı Ruşen Eşret Bey’e 24 Ekim akşamı<br />

verdiği demeçte ulusa sevgisini ve ulustan beklentisini bir anı<br />

naklederken söylediği “Bak birader, böyle milletten nasıl ayrılırsın?<br />

Bu palasparelerin içinde perişan gördüğün insanlar yok mu? Onlarda<br />

öyle yürek, öyle cevher vardır ki, olmaz şey! Çanakkale’yi kurtaran<br />

bunlardır” 26 sözleriyle anlatmaktadır.<br />

25 İbid, s. 147.<br />

26 Söylev ve Demeçler, Cilt III Ank. 1961, s. 10.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!