01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

264<br />

SÜLEYMAN BEYOĞLU<br />

azınlığın bulunması değildir. Çünkü millî bir uzlaşma ile kurulmuş<br />

bir devletin yapısı, yine millî bir uzlaşma ile bozulabilir. Nitekim<br />

Dünya İnsan Hakları Konferansı, 1993 <strong>yılında</strong> yayınladığı Viyana<br />

bildirgesinde kendi kaderini tayin hakkının, eşit haklar ilkesine uygun<br />

olarak ırk, din ve renk ayırımı gözetmeksizin ülkesine ait bütün<br />

insanları temsil eden bir hükûmete sahip egemen ve bağımsız bir<br />

devletin, ülke bütünlüğünü ve siyasi birliğini kısmen veya tamamen<br />

parçalayacak herhangi bir eylemin desteklenmesi veya bu eyleme<br />

yetki verilmesi anlamında yorumlanmayacağını açıklamıştır. Burada<br />

dünya üzerindeki altı binden fazla farklı dil konuşan toplulukların<br />

hepsinin kendi kaderini tayin hakkı kullanmalarının dünyayı yaşanılır<br />

bir yer yapıp yapmayacağını takdirlerinize bırakıyorum.<br />

Ne yazık ki Türk toplumu dilde, duyguda, kültür ve inanç sistemlerinde<br />

ortak bir paydada birleşerek ulus-devlet olgusunu tamamlayamadan<br />

bütün ulus devletler gibi küreselleşme olgusuyla karşı<br />

karşıya kalmıştır. Aslında Kemalist sistem kendini bulmayı veya<br />

kendine dönmeyi hedefleyen bir Türkleşme serüveni değil, aksine<br />

yitirilen Türk kimliğini yeniden inşa sürecidir. 58 Hiç şüphesiz uluslaşma<br />

sürecindeki gecikmede varisi olduğu Osmanlı Devleti’nde<br />

uygulanan çok kültürlü yapının da önemli bir payı vardır. Ancak bir<br />

süre için dezavantaj gibi görünen bu durum farklılıkları yüzyıllarca<br />

bir arada yaşatmayı başarmış Türk topluluğu için, küreselleşme karşısında<br />

tarihi tecrübesine dayanarak yeni avantajlara dönüştürülebilir.<br />

Gelinen bu süreçte Türk aydınları farklılıkları zenginlik sayan bir<br />

anlayış içinde yeni azınlıklar veya ötekiler yaratarak çatışma alanları<br />

oluşturma yerine devlet ve toplumun hafızasında yer etmiş birbirine<br />

güvensizlik ve şüpheciliğin ortadan kaldırılmasına çalışmalıdır.<br />

Ayrıca toplumdaki farklılıklar, renklilik ve kültürel zenginlik sayılarak<br />

Türk kimliği ile ahenkli bir denge ve işbirliği kurarak varlığını<br />

barışçı, modern ve demokratik bir şekilde devam ettirebilir. Bu<br />

konuda <strong>Atatürk</strong>, 24 Mart 1933 tarihinde verdiği demeçte; gelecekte<br />

sömürgecilik ve emperyalizmin yeryüzünde bir gün yok olacağını<br />

ve yerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen<br />

yeni bir ahenk ve işbirliği çağının hâkim olacağını söyleyerek dünya<br />

58 Orhan Türkdoğan, “ Son Azınlıklar Raporu Üzerine”, Türk Yurdu Dergisi,<br />

sayı 208(Aralık 2004), s.26-29.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!