01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

44<br />

DURSUN ALİ AKBULUT<br />

tasarıları üzerinde görüş beyan etmek üzere Şura-yı Devlet’in teşkilini<br />

ön görüyordu. Üyeleri TBMM tarafından seçilen, teşkilat olarak<br />

başbakanlığa bağlı bulunan Şura-yı Devlet’te her biri bir başkan<br />

dört üyeden oluşan beş daire vardı. İkinci daire Tanzimat Dairesi<br />

idi ki genellikle kanun ve tüzük tasarılarını inceleyerek görüşlerini<br />

yazardı. Kanun tasarılarının anayasaya uygunluğunu, öteki yasalarla<br />

uyumluluğunu sağlamak üzere geliştirilen sistemde son söz daima<br />

meclise ait olurdu.<br />

29 Ekim 1923 te cumhuriyet ilan edilirken tadil yasasının<br />

ikinci maddesi “Türkiye Devleti’nin dini din-i islamdır, resmi lisanı<br />

Türkçedir.” şeklinde düzenlenmiştir. ”Din-i islam” ifadesi 1924 anayasasında<br />

da muhafaza olunmakla birlikte uygulamalar laik devlet<br />

düzeni içerisinde cereyan ediyordu. 1925 yılı Şubatında Şeyh Sait<br />

ayaklanmasını çıkması üzerine hükûmetçe alınan tedbirler arasında<br />

25 Şubat 1925 te kabul edilen Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun birinci<br />

maddesinin tadili hakkında 15 Nisan 1339 tarihli kanuna müzeyyel<br />

kanun yer almaktadır. Yasanın birinci. maddesinde dini veya<br />

dince kutsal kabul edilen değerleri siyasi amaçlara esas ve alet etmek<br />

amacıyla cemiyetler kurmak yasaklanmış, bu gibi cemiyetleri kuranlar<br />

ve bu cemiyetlere girenler vatan haini sayılmışlardır. Olağanüstü<br />

şartlar altında çıkarılan bu kanunda dini siyasete alet edenlere en ağır<br />

cezaların verilmesi ön görülmüştür. Böylece siyaset ile dinin kulvarlarını<br />

birbirinden ayırmak için önemli bir adım daha atılmış, ulusal<br />

egemenlik açısından mahzurlu görülen bir uygulamanın daha önüne<br />

geçilmiş oldu. Bundan sonraki düzenleme ve uygulamalar bu yönde<br />

sürdürülerek laiklik ilkesi temel nitelik olarak anayasamızdaki yerini<br />

almıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!