01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

814<br />

HALE ŞIVGIN<br />

Ne var ki zamanla kadının içinde bulunduğu koşullar değişmedikçe<br />

çağdaş bir hukuk devleti meydana getirilemeyeceği anlaşıldı ve bu<br />

tarihten itibaren kadın hakları doğrultusunda emeklemelerin başladığı<br />

görülüyordu.<br />

<strong>Atatürk</strong> inkılaplarının birçoğu Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde<br />

de söz konusu edilmiş. (Tek eşlilik, eğitim hakkı, görücü<br />

usulünün kalkması, giyim özgürlüğü, boşanma sisteminin değişimi,<br />

kadınların çalışması v.s.) Ancak 100 – 150 yıllık bir dönemde özellikle<br />

kadın hakları konusunda somut bir sonuç alınamamıştır. Ancak<br />

1917’de çıkarılan Aile Kararnamesi ile kadın himaye edilmeye çalışılmış<br />

kadına bazı müstesna hallerde boşanma hakkı tanınmış çok<br />

evliliğin olabilmesi ilk eşin müsaadesine bağlanmıştı. Yani Meşrutiyet<br />

döneminde de kadın sorunu kesin sonuçlara varmaktan uzak<br />

tereddüt ve çelişkiler içinde Mustafa Kemal’in soruna el koymasına<br />

kadar bu şekilde sürüp gitti.<br />

<strong>Atatürk</strong>’e göre Türk toplumunun gelişip yükselebilmesi için<br />

Türk kadınlarının içinde bulundukları haksız statüden kurtulmaları<br />

gerekiyordu. Bu onların en doğal hakları vazgeçilmez insan haklarının<br />

bir parçasıydı.<br />

<strong>Atatürk</strong> kadın meselesinde çok cesur olmak gerektiğini onların<br />

açılmasının dimağlarının ilim ve fen ile doldurulmasının korkulacak<br />

bir şey olmadığını bu gibi endişelerin yersiz olduğunu anlatmaya<br />

çalışıyordu. Kadınların da düşünebilen, idrak edebilen, zeka seviyesi<br />

yönünden hiç de erkeklerden aşağı olamayan bireyler olduklarını onları<br />

korumak bahanesiyle kapatmanın eve hapsetmenin tamamen erkeklerin<br />

bencilliğinden kaynaklandığını söylüyordu. <strong>Atatürk</strong>’e göre<br />

kadın eğitimi çok önemli idi. Kadınlar erkeklerin geçtiği bütün tahsil<br />

derecelerinden geçmeliydi. Hatta kadınlar erkeklerden daha fazla<br />

bilgili olmaya mecburdu. Çünkü ilk eğitim verilen yer ana kucağı<br />

idi. Eğitim konusunda yapılan en önemli inkılap Tevhid-i Tedrisat<br />

Kanununun 3 Mart 1924’te çıkarılmasıydı. Bu kanun ile tüm eğitim<br />

kurumları Millî Eğitim Bakanlığının denetimine alınıyor, tüm Medrese<br />

ve Vakıf Okulları Millî Eğitim Bakanlığına bağlanıyordu. Bu kanunla<br />

laik, çağdaş, eşit eğitim imkânları getirilmiş ilköğretim kız ve<br />

erkekler için parasız ve mecburi hale getirilmiştir. Bu kanundan kız<br />

ve erkek öğrencilerin istifadesi aynı olmuştur. <strong>Atatürk</strong> 1923 Meclisi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!