01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ATATÜRK VE DEMOKRASİ 567<br />

kayd ü şart milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve<br />

bilfiil idare etmesi esasına müstenittir” demek suretiyle, halkçılık ilkesine<br />

ön planda yer ver miştir. Daha sonra <strong>Atatürk</strong>, bir siyasi parti<br />

kurmayı tasarlarken, 7 Aralık 1922 tarihinde Ankara basınına, “halkçılık<br />

esasına müstenit ve Halk Fırka sı namiyle siyasi bir fırka (parti)<br />

teşkil etmek niyetinde” olduğunu açıkla mıştır 8 . Eylül 1923’te kurulan<br />

Halk Fırkasının adı, şüphesiz halkçılık ilke sinden esinlenmiş olduğu<br />

gibi, halkçılık 1923 tarihli ilk parti Nizamname sinin (Tüzük)<br />

1’inci ve 2’inci maddelerinde yer almıştır.<br />

Halkçılık hakkında yukarıda verdiğimiz alıntılarda bu deyimin,<br />

halk devleti, halk yönetimi, halkın kendi mukadderatına hâkim olması<br />

anla mında, kısacası siyasi demokrasi ile eşanlamlı olarak kullanıldığını<br />

görmüştük. <strong>Atatürk</strong>, Medenî Bilgiler kitabına esas olan<br />

notlarında da halkçılıkla “demokrasi prensibi”ni aynı anlamda kullanmıştır:<br />

“Bu prensi be göre, irade ve hâkimiyet, milletin tümüne aittir<br />

ve ait olmalıdır. De mokrasi prensibi, millî hâkimiyet şekline dönüşmüştür...<br />

Demokrasi esası na müstenit hükûmetlerde hâkimiyet,<br />

halka, halkın çoğunluğuna aittir. Demokrasi prensibi, hâkimiyetin<br />

millette olduğunu, başka yerde olmaya cağını gerektirir. Bu suretle<br />

demokrasi prensibi, siyasi kuvvetin, hâkimiye tin kaynağına ve meşrutiyetine<br />

temas etmektedir.” <strong>Atatürk</strong>’e göre “bugün, demokrasi fikri<br />

daima yükselen bir denizi andırmaktadır.” On dokuzuncu yüzyıldan<br />

itibaren “demokrasi fikri, mukavemet edilemez bir kuvvet ve cereyan”<br />

halini almıştır9 .<br />

Halkçılık (veya demokrasi) ilkesi ile millî egemenlik arasında<br />

çok ya kın ilişki olduğunda şüphe yoktur. Daha doğrusu, halkçılık,<br />

millî egemen lik ilkesinin tabiî ve zorunlu sonucudur. Egemenliğin<br />

millette olduğu bir devlette hükûmet sisteminin de elbette halkın<br />

kendi kendisini yönetmesi, yani demokrasi olması gerekir. Ancak tarihte<br />

bu iki kavramın tam anla mıyla çakışmadığı zamanlar da olmuştur.<br />

Fransız İhtilâli ve onu izleyen dönem, kişi egemenliğini yıkarak<br />

yerine teoride millet egemenliğini geçir miş olmakla beraber, genel<br />

8 Nutuk, II, s. 718.<br />

9 A. Afetinan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal <strong>Atatürk</strong>’ün El Yazıları (Ankara,<br />

1969: Türk Tarih Kurumu Yayınlan) (Bundan sonraki atıflarda Medenî<br />

Bilgiler olarak kı saltılacaktır), s. 27, 29-30, 390-91, 397-99, 404.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!