01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

438<br />

NURİ KÖSTÜKLÜ<br />

Dolayısıyla, hem fert, hem de millet hayatında önemli bir sosyal<br />

disiplin olarak kabul edilen tarih disiplinine devletler, eğitim programları<br />

içinde hep önem veregelmişlerdir. Bu yüzden tarihin nasıl<br />

öğretileceği veya ondan en verimli şekilde nasıl faydalanılabileceği<br />

hususunda yeni kural ve ilkeler bağımsız bir disiplin olarak geliştirilmektedir.<br />

Bugün gelişmiş batı ülkelerinde mesela İngiltere’de “tarih<br />

öğretimi” son 20 yılda sürekli gelişme gösteren bir disiplin olarak<br />

karşımıza çıkmaktadır.<br />

Millî kimlik kavramına bu şekilde kısaca temas ettikten sonra<br />

<strong>Atatürk</strong>’ün Türk tarihi ve öğretimi hakkındaki söz ve uygulamalarını<br />

anlayabilmek için yakınçağ Türk tarihindeki belli başlı gelişmeleri<br />

kısaca hatırlamamız faydalı olacaktır.<br />

Bilindiği üzere yakın Türk tarihi özellikle 19.yy. başlarından<br />

itibaren çeşitli siyasi çalkantılar ve köklü değişim hareketlerinin<br />

yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemin karakteristiğine bakacak olursak<br />

2 temel özelliğin dikkat çektiğini görürüz. Bunlardan birincisi;<br />

Osmanlı Devleti’nin Batı karşısında eski gücünü kaybetmesi ile<br />

Batı’nın O’nu paylaşma arzusu ve bu doğrultudaki politika ve uygulamaları.<br />

Batı’dan yönelen tazyikler. Bu tazyikler 1815’te Şark Meselesi<br />

adıyla şifrelendiğinde, nihai hedef Osmanlı’nın paylaşılması<br />

ve Anadolu’da Türk siyasi hâkimiyetinin kırılması olarak belirlenmişti.<br />

İkincisi ise; Batı’nın gücü ve baskısı karşısında yetersizliğini<br />

fark eden Osmanlı Devleti’nin, var olabilmek için kendini yenileme<br />

ve çağa ayak uydurma iradesi ve buna bağlı olarak birtakım müessese<br />

veya fikirleri geliştirme gayreti ve arayışı içinde bulunmasıdır.<br />

Batı’nın Osmanlı’ya daha doğrusu Türklere yönelik baskıları yalnızca<br />

maddi alanda olmayıp, kültür alanında da yoğunlaşmıştı.<br />

Özellikle Türk’ün varolma veya yokolma sınırına getirildiği<br />

20.yy. ilk çeyreğinde Türk insanını, tarihini, coğrafyasını ve kültürünü<br />

tahrip etmek üzere birçok asılsız iddialar, iftiralar ortaya atılmıştır.<br />

Bunlar, Türklerin sarı ırka mensup olduğu ve Avrupalılara göre<br />

ikinci sınıf insan sayılması gerektiği ve Türklerin medenî kabiliyet<br />

ve istidattan mahrum olduğu iddialarıdır. Batılı tarihçi ve politikacılar<br />

sarı ırka mensup olan bu ikinci sınıf insanların kabiliyetsiz,<br />

anlayışsız, uyumsuz, tehlikeli olduklarını, hiçbir medeni eserlerinin<br />

bulunmadığını, kendilerini düzenleyecek ve yenileyecek kapasitele-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!