01.05.2013 Views

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

doğmunun 125. yılında mustafa kemal atatürk - Atatürk Araştırma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

430<br />

BAYRAM KODAMAN<br />

ile Arap-İran- Türk-İslam sentezi olan Osmanlı Medeniyeti gelmektedir.<br />

Osmanlı Sistemi: Sanayi inkılâbından önce, yani tarım ve hayvancılığın<br />

hâkim olduğu ve dinin de ideoloji görevi yaptığı dönemde<br />

Osmanlı, kendi devletini evrensel dünya devleti ve medeniyetini de<br />

evrensel dünya medeniyeti olarak görmekteydi. Bunun sonucudur<br />

ki, yeni bir dünya (nizam-ı âlem) kurma iddiasında bulunmuştur.<br />

Osmanlı Devleti, bu iddiasını gerçekleştirebilecek güce ve organizasyona<br />

sahip, müesseseleşmiş bir “devlet-i ebed müddet” idi. Kısaca<br />

Osmanlı soylu, muhteşem ve büyük bir medeniyet yaratmıştı.<br />

Ancak XVI. Yüzyılda, Osmanlı toplumu “mükemmeliyet” noktasına<br />

erişildiği şeklinde bir zihniyete kapıldı. Bu anlayış kısa zamanda<br />

statükoculuğa ve gelenekçiliğe dönüştü. Bu anlamda mükemmeliyet<br />

duygusu Osmanlıya dinamiklerini kaybettirdi ve çöküşüne zemin<br />

hazırladı.<br />

Her sistem gibi Osmanlı sistemi de, gücünü ve evrenselliğini başarısından<br />

alıyordu. Ancak, mükemmeliyet duygusu onu, XVII.yüzyıldan<br />

itibaren ufuksuzluğa, hedefsizliğe ve arkasından başarısızlığa<br />

mahkum edecektir. Neticede soyluluğu, muhteşemliği ve büyüklüğü<br />

kaybolmaya başlayacaktı.. Yeni bir ütopya yaratamaz ve mevcudu<br />

muhafaza etmekten başka bir şey düşünemez, yapamaz duruma düştü.<br />

Bu süreç, XIX. yüzyıl ortalarına kadar devam etti. II. Mahmut<br />

dönemiyle birlikte yeni bir alternatif üretemeyeceği telaşına kapılınca,<br />

mevcudu muhafazadan da kısmen vazgeçerek, evrensellik<br />

iddiasında bulunan Avrupa’nın sistemini ve medeniyetini alternatif<br />

olarak görmeye ve ondan kısmen iktibaslar yapmaya başladı. Bu<br />

tutum, Osmanlı’nın kendi sisteminin başarısızlığı; Avrupa sisteminin<br />

de başarısının teyidi anlamına geliyordu. XIX.yüzyılın sonu ve<br />

XX.yüzyılın başında, evrensellik iddiasından da tamamen vazgeçilerek,<br />

sadece Osmanlı devletini kurtarma telaşına düşüldü.Bunun için<br />

üç yeni model öne sürüldü2 : Müslümanlar için İslamcı, Türkler için<br />

Türkçü, bütün Osmanlı fertleri için de Batıcı model. Zihinleri meşgul<br />

eden ve umut gibi görünen bu üç model, iç ve dış siyasi olayların<br />

2 Faruk Öztürk, “Cumhuriyet ve Ütopya”, Modern Türkiye ‘de Siyasi Düşünce<br />

III, Modernleşme ve Batıcılık, İstanbul 2002, s.490.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!