13.07.2015 Views

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yetmiş beş yıl sonra Sözleşme'yi ve uygulamalarını bu açıdan tekrargözden geçirmek en azından ilginç olacaktır. Çünkü Birinci Dünya Savaşısonrası dönemle, Soğuk Savaş sonrası dönem arasında önemli paralelliklerolduğunu düşünmekteyim.1) İki dönem de ulus devlet için çok önemli geçiş dönemleridir. İlkindetemel olay İmparatorluk'tan Ulus'a geçişti. İkincisinde ise Ulus'tanKüreselleşme'ye geçiştir 35 .2) İki dönem de, zamanlarının iki çelişkili eğilimine sahne olmuştur.a) Milliyetçilik rüzgarları: İlk dönemde bir yandan 1820'lerde Osmanlıimajını kullanarak kendi ulusal kimliğini oluşturan Yunanistan'ınirredantist politikası devam ederken, öte yandan Türkiye yüz yıl sonra ortayaçıkan Yunan tehdidini kullanarak kendi ulusal kimliğini oluşturmayaçalışmıştır 36 .İkinci dönemde bir yandan ilk dönemde yayılmacılığı engellenenSırpların irredantist politikası devam ederken, diğer yandan Bosnalılarkendi ulusal kimliklerini, Arnavutlar ve Makedonlar da kendi ulusal devletleriniSırp tehdidini kullanarak oluşturmaya çalışmaktadırlar.35. Küreselleşme çok tartışılan bir kavramdır ve bundan dolayı bu konuda daha uzun birdeğerlendirme yapmak gerekmektedir.Küreselleşme, üstyapısı (kapitalizm) ve alt yapısıyla (akılcılık, laiklik, insan ve azınlıkhakları, demokrasi, vs.) Batı sisteminin yayılmasını ifade eder.Bugün (1990'lar) küreselleşme üçüncü dönemini yaşamaktadır. Daha önceden kapitalizminihtiyaçlarına cevap veren iki dalga olmuştu: 1) 1490'ların küreselleşmesi:Bugün bizim "sömürgecilik" olarak adlandırdığımız olguyla sonuçlanan merkantalistdevrenin ticaret politikalarının zorunlu kıldığı coğrafi keşifler ve 2) 1890'ların küreselleşmesi:Endüstri devriminin tekelci döneminin ihtiyaçlarının (ucuz hammadde,yeni pazarlar, sermayenin marjinal verimliliğini artırmak için yeni bölgeler, aşırınüfus için yeni yerler gereksinmesi) zorunlu kıldığı Batı yayılması; kısaca bugünküdeyişimizle, "emperyalizm". Birinci küreselleşme zayıftı. İkincisi daha güçlüydü veüçüncüye giden yolu açtı.Bu son küreselleşme son otuz yıl içinde gerçekleşen üç başarılı ve birbirini tamamlayangelişme tarafından yaratılmıştır: 1) 1970'lerde çokuluslu şirketlerin ortaya çıkması,2) 1980'lerde iletişim alanında devrim, 3) 1990'larda Sovyet sisteminin çöküşü.İlk gelişme bütün dünyayı içine alabilecek şekilde pazarı genişletti. İkinci gelişme insanlarınülkeleri yerine kafalarını fethetme olanağı sağladı ki, bu karşı çıkılması çokzor bir fetihti. Üçüncüsü (ilk ikisinin birleşik bir sonucu olarak) ekonomik ve siyasiuluslararası gelişmeler üzerinde Batı'nın tekelci denetimini sağladı.Burada, "territory" kavramındaki köklü değişikliğin (pazarın ulusal devletten dünyayagenişlemesi) tüm dünyadaki insanlar üzerinde iki çok önemli etki yapacak olduğununaltını çizmek önemlidir. 1) Territory kavramı çok büyük önem taşıdığından,"anavatan" algılaması değişmektedir: O değişince zamanı gelince bireyler için herşeydeğişecektir. 2) Küreselleşme tüm dünyayı Batı'nın bir yansıması haline dönüştürdüğünden,Avrupa tarihi, dünya tarihinin bir yansıması haline gelmektedir.36. Herkül Milas, Türk-Yunan İlişkilerine Bir Önsöz, Tencere Dibin Kara, İstanbul,Amaç, Şubat 1989, s. 21.171

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!