13.07.2015 Views

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çekleştirilmesi her ne kadar Mustafa Kemal'in asıl amacı idiyse de, kigözlemciler buna tanıklık etmektedirler, bu sürecin de belirli bir zamankesitine gereksinimi olduğu ortaya çıkmıştır. Örneğin, 1924 ve 1930 yıllarındadenenen muhalefet partisi kurulması sonucu ortaya çıkan durumlargibi. Bilindiği üzere, bu partiler özellikle anayasal kazanımların karşıtıkimselerin biraraya geldiği partiler olmuşlardır.Mustafa Kemal ve arkadaşları, sorumluluk ahlâkı nedeniyle, tam anlamıylaçoğulcu olmayan bir demokrasiyi, amaçlanan ana hedefleri tehlikeyesokmamaya tercih etmişler ve böylece de karşıtlarının amansız eleştirilerinerıza göstermişlerdir. Aslında bu da o zamanki aşamadademokratikleşmenin bir gereği olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir.O günlerin muhalefetsiz partisindeki "kanatlar"ın fikir ayrılıklarının,bugünkü çok partili ve çok muhalefetli meclislerinkinden daha keskinve daha canlı olduğunu söylemenin bir abartma değil, bir gerçek olduğunuMeclis tutanakları da kanıtlamaktadır.Türkiye Büyük Millet Meclisi, hiçbir şekilde diktatörlerin sözde"Halk Temsilciliğinde olduğu gibi bir kukla değildi. Ve de en son kararıveren o Meclisti.Belki şunu da ifade etmek gerekir: Bugün Amerika Birleşik DevletleriBaşkanının yetkileri çerçevesinde bir müdahale hakkı vardır. MustafaKemal'in de o günlerde bu anlamda bir müdahalesi olduğu düşünülebilir(Son zamanlarda Başkanlık sistemi tartışması başlatıldı. Eğer bu sistemdaha halkçı ve daha demokratik bir sistem olsaydı, Mustafa Kemal, bunuzaten gerçekleştirmiş olurdu).Sonuç olarak denilebilir ki, Cumhuriyetçilik, halkçılık esasına dayanandemokrasinin ulusçuluk ilkesiyle ve de laiklik harcıyla birlikte değerlendirilmesigereken, akılcı uygulamayı sağlayan bir yönetim biçimidir.LAİKLİKEn etkili ve önemli ilke kesinlikle bu ilkedir. Aslında bu sözcüğünanlamı din ile siyaseti ve dolayısıyla da din ile kamu yaşamını birbirindenayırmaktır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında siyaset dinin emrine sokulmuştu.Hatta bazan din de siyasetin emrine sokulabiliyordu. Bunun böyleolmasındaki tarihsel neden, İslam dininin kurucusunun hem siyasî ve hemde dinî lider olmasından ve bunun yıllardan beri bir gelenek haline getirilmişolmasından kaynaklanmaktadır.Akla hemen şu soru gelebilir: "Mustafa Kemal'in kamu yaşamıyladini birbirinden ayırması kararı nereden kaynaklanmıştır?" diye. Buradabir din düşmanlığından söz etmek tamamen yanlış olur. Çünkü Laiklikdin karşıtı bir ilke değildir. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. La-76

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!