13.07.2015 Views

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ceğini güvenle onlara bıraktığı gençler ise, Batı dillerine özenip dillerinibozanların dışında, analarının ak sütü gibi, tertemiz bir Türkçe'yle konuşuyorlar.Halkçılık, hangi alanda olursa olsun, halkı üretici duruma getirmekdemektir. Atatürk'ün halkçılığını bu bağlamda düşünmek gerekir. Meşrutiyetdöneminde, Türklüğü araştırma amacına yönelik olarak kurulanTürk Ocakları'nın somadan Halkevleri'ne (1932) dönüştürülmesininözünde, halkı kendi içinde üretici kılmak ve kültürel birikimlere onun katılımınısağlamak amacı güdülmüştür. Türk Ocakları'nın halk kesimleriylebağlantısı sınırlıydı. Daha çok uzmanlık konularının ele alındığı biryerdi Türk Ocakları. Halkevleri ise kısa sürede yayılmış, kendi içindekültür üretirken, bir yandan da üretilen kültürün yayıcısı olmuştur. BirçokAvrupa ülkesinde etkinlik gösteren kültür merkezlerinin yerini Türkiye'deHalkevleri tutuyordu.Acaba, Halkevleri, kurulduğu yıllardaki üretkenliğiyle bugünlereulaştırılsaydı, halk çocuklarından oluşan orkestralar, yarattıkları düzeylisanat ürünleriyle Türkiye'nin, ya da Avrupa'nın merkezlerinde konserlervermezler miydi, oyunlar oynamazlar mıydı, sergiler açmazlar mıydı?...Halkevleri, halkı üretici kılarak, sanatsal ve bilimsel yaratıcılığın kaynağıolarak düşünülmüştür. Kısa sürede de bu amaç gerçekleşmiştir. Ülkeninbakanları, milletvekilleri daha oturacak masa sandalye bulamazken, <strong>Ankara</strong>'daDevlet Konservatuvarı, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatrosukurulmuş, halkı yaratıcı kılan kurumlaşmaya gitmenin yolları aranmıştır.Üniversitelere sağlanan bilimsel özerklikle birleştirilirse, toplumda düşünceninnasıl bağımsız kılındığı daha iyi anlaşılır. Atatürk'ün zamanındatemeli atılan, ölümünden iki yıl soma kurulan Köy Enstitüleri ise kentköylü,varsıl-yoksul demeden ülkenin çocuklarına eğitim eşitliği sağlamıştır.Bunlar, hep bir bilgi toplumu yaratmanın devrimci çabalarıdır.Cumhuriyet'in 10. yılı dolayısıyla yaptığı konuşmada, Atatürk, başlattığıdevrimlerin anlamını bir kez daha dile getirmek gereksinimi duymuştur.Yurdu dünyanın en gelişmiş ülkeleri düzeyine çıkarmak, müreffehbir Türkiye yaratmak, ulusal kültürü çağdaş uygarlık düzeyininüstüne çıkarmak... Türk insanının çalışkanlığını, zekâsını vurgulayan Atatürk,sözlerini "Türklüğün unutulmuş uygar niteliği ve büyük yeteneği,bundan sonraki gelişmesiyle, geleceğin uygarlık ufkunda yeni bir güneşgibi doğacaktır!" diye tamamlamaktadır. Atatürk'ün kullandığı her sözcük,yaratmak istediği bilgi toplumunun ana sütunlarını oluşturuyor.Atatürk, Söylev'ine başlarken, "manzara-i umumiye" diye çizdiği obatık ülkeden, on dört yıl içinde, çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmıştır.îsmet İnönü'nün belirttiği gibi, vatan, Atatürk'e "minnet" borçludur.Türk ulusu büyük çoğunluğuyla bu minnet duygusunu, yüreğindeAtatürkçü inanca ve coşkuya dönüştürmüş; O'nun onuruna layık demok-794

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!