07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

u iki varolan arasında “sonsuz” bir fark olmasına rağmen hem yaratılmış<br />

olana, hem de yaratana birer varolan diyoruz. Demek ki, varlık kavramını<br />

o kadar geniş biçimde kullanıyoruz ki, böylece onun anlamı<br />

“sonsuz" bir farkı bile kapsar hale geliyor. Bu yüzden, haklı olarak, yaratılmış<br />

varolanlara da töz diyebiliriz. İşbu varolan, Tanrı’ya kıyasla yaratılma<br />

ve muhafaza edilmeye muhtaçsa da, yaratılmış varolanlar mıntıkası<br />

içinde (yani em creatum anlamında “dünya”da) öyle varolanlar<br />

vardir ki, örneğin insanlar, bunlar yaratılmaya dair yaratma ve muhafaza<br />

edilmeye kıyasla “başka bir varolana muhtaç değildirler”. işte bu tözler<br />

ikiye aynlır: res cogitans ile res extensa.<br />

[93] Buna göre, biri sonsuz, diğer ikisi sonlu olan söz konusu üç töz<br />

de “ortak bulunan” varlık, anlamı bakımından aydınlığa kavuşturulduğu<br />

takdirde, ayırt edici proprietas’ı extm sio olan tözün varlığı, ontolojik bakımdan<br />

esas itibariyle belirlenebilir hale gelecektir. Oysa nomen sübstan-<br />

tiae non convenit Deo et illis univoce, ut dici solet in Scholis, hoc e s t ... qua-<br />

e Deo et creaturis s it communis.2 Böylelikle Descartes, Ortaçağ ontolojisini<br />

sıkça meşgul eden bir meseleye temas etmiş olur: Varlığın anlamı,<br />

hakkında o an söz edilen varolanı nasıl imlemektedir? “Tann vardır" ve<br />

“dünya vardır” ifadelerini kullanarak varlığı dile getirmiş oluruz. Fakat<br />

buradaki “vardır” sözcüğü, söz konusu iki varolanı eşanlamlı (sunonu-<br />

nıos. univoceY olarak kastetmiş olamaz, çünkü bu iki varolan arasında<br />

özellikle varlıkları bakımından sonsuz bir fark vardır. Eğer “vardır”ın<br />

imlediği şey yeknesak bir anlama sahip olsaydı, o zaman yaratılan, yaratılmayan<br />

diye kastedilmiş veya yaratılmamış olan, yaratılmış olana indirilmiş<br />

olurdu. Öte yandan “varlık”, salt aynı olan bir isim de değildir,<br />

çünkü yukarıdaki iki durumda da “varlık” anlaşılabilen bir şeydir. Skolastikte<br />

“varlık” imleminin müspet anlamı, yeknesak anlamlı ya da sadece<br />

eşit isimli imlemeye karşın “andırımsal” imleme olarak anlaşılır olmuştur.<br />

Aristoteles’ten hareketle (ki hem onda, hem de hareket noktası<br />

açısından esasen Yunanlıların ontolojisinde söz konusu sorun önceden<br />

hazırlanmış bulunmaktaydı), analojinin çeşitli minvalleri sabitlenmiş ve<br />

buna göre varlığın imleme işlevini ele almaları bakımından farklı “okullar”<br />

ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla Descartes, söz konusu sorunun ontolojik<br />

ele almışı bakımından Skolastiğin epey gerisinde kalmakta, hatta sorunun<br />

kendisinden kaçındığı görülmektedir.2 Nulla eius [substantiae] nc-<br />

1) A.g.y., no. 51, s. 24.<br />

a) Sürekli devam eden hİT inilenim le.<br />

2) Bununla ilgili olarak krş. Thoınae de Vio Caietani Cardinalis, Opuscula om nia, Lyon: 1580,<br />

Kitap 3, Risale 5: de nominum an alogia. s. 211-219.<br />

96

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!