07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Öncelikle [lifade”nin yardımıyla, anlama ile tefsir için konstitülif bir<br />

vapı olan “ne-için”ligin ne surette modifiye edilebilir olduğunu açığa çıkarmak<br />

mümkün olabilmektedir. Böylelikle anlama ile tefsir gün ışığına<br />

çok daha keskin biçimde çıkacaktır. Dahası, ifadenin analizi, funda-<br />

mental ontolojik meselemiz çerçevesi içinde müstesna bir yere sahiptir,<br />

çünkü Eskiçağ ontolojisinin en kritik başlangıç aşamasında logos, sahih<br />

varolana erişim sağlayan ve bahsedilen varolanın varlığını belirleme işlevi<br />

gören yegane rehber sayılmıştır. Nihayet ifade, eski zamanlardan<br />

beri hakikatin birincil ve sahih “yeri” olarak görülmüştür. Söz konusu<br />

fenomen, varlık sorunuyla o kadar içli dışlıdır ki, buradaki incelememizi<br />

sürdürdüğümüzde zorunlu olarak hakikat sorunuyla karşılaşılacaktır.<br />

Hatta bahsedilen fenomen, her ne kadar açık biçimde olmasa da, hakikat<br />

sorununun boyutu içinde yer almaktadır. İfadenin analizi, bu sorunsalı<br />

da hazır hale getirecektir.<br />

Bundan sonraki sayfalarda ifade terimine üç imlem atfediyor olacağız.<br />

Bunların üçü de bahsedilen fenomenin kendisinden neşet ettiği gibi,<br />

kendi aralarında ilişkili olup, oluşturdukları bütünle ifadenin eksiksiz<br />

yapısını ihata etmektedirler.<br />

1. Birincil olarak ifade gösterim demektir. Bununla, logos’un asli anlamı<br />

olan apophansis’i sabitlemiş oluruz: Varolanları kendilerinden hareketle<br />

görünür kılmak. “Çekiç çok ağır” ifadesinde, bakışımız için keşfedilen<br />

şey “anlam” değil, el-altmda-olmaklık minvaline sahip bir varolandır.<br />

Söz konusu varolan elle tutulabilecek ve “gözle görülebilecek”<br />

mesafede olmasa bile, yukarıdaki gösterim varolanın kendisine dair<br />

olup, onun salt tasavvuru hakkında değildir (ne “sadece tasavvur edilen”<br />

bir şeydir, ne de ifade edenin psişik bir hali ya da bahsedilen varolana<br />

dair tasavvurudur).<br />

2. İfade ile predikasyon adeta aynı şey demektir. Bir “özne”nin “yüklemi”<br />

“ifade” edilir. Özne yüklem tarafından belirlenir. İfadenin söz konusu<br />

imleminde ifade edilen şey, yüklem değil “çekicin kendisi”dir.<br />

Öte yandan, ifade eden, yani belirleyen ise “çok ağır” ifadesinde yatar.<br />

İfadenin bu ikinci imlemine sahip olan ifade edilen şey (yani bizatihi<br />

belirlenen şey), [155] söz konusu terimin birinci imlemine göre ifade<br />

edilene kıyasla içerik bakımından daraltılmış durumdadır. Bir predikasyon<br />

her ne olursa olsun aslında hep bir gösterimdir, ifadenin ikinci im-<br />

lemi, birincisinde temellenmiştir. Predike edici eklemlemenin unsurları<br />

(özne - yüklem) gösterim içinden neşet etmektedir. Belirleme, keşfi<br />

Öncelikle sağlıyor değil, dikkate taşıma hali olarak bakışı öncelikle bizatihi<br />

kendini-gösterene (çekice) sınırlandmyordur. Görmeyi bu şekil­<br />

163

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!