07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

anlamlar arayan ve kara kara düşünen bir girişim olamayacaktır. Aksine,<br />

Dasein’ın anlaşılabilirliği içinde dikelip gelen varlığın bizatihi kendisini<br />

soruşturuyoruz burada. Varlığın anlamı, asla varolanla veya varolanın<br />

taşıyıcı “zemini” olarak varlıkla bir karşıtlık içinde bulunamaz.<br />

Çünkü “zemin” sadece anlam olarak erişilebilen olan bir şeydir, bir manasızlığın<br />

dipsizlik zemini olsa bile.<br />

Şuradalığm açımlanmışlığı olarak anlama, daima dünya-içinde-var-<br />

qlmanın bütünüyle alakalıdır. Dünyaya dair her anlama içinde varoluş<br />

da onunla birlikte anlaşılmış olur (ve tersi). Her türlü tefsir, ayrıca, hatları<br />

belli olan bir ön-yapı içinde hareket eder. Anlayışa yataklık etmesi<br />

beklenen her tefsİT, tefsir edilecek olanı zaten önceden anlamış olmalıdır.<br />

Bu olgunun çoktan beridir farkına varılmış olduğu halde, bu sadece<br />

anlama ile tefsirin türetilmiş suretleri demek olan filolojik yorumlamalar<br />

sırasında ciddiye alınmıştır. Filolojik yorumlamalar, bilimsel bilgi<br />

dairesi içinde yer alır. Bu ve benzeri bilgiler, temellendirilmiş teşhir<br />

edişin katiyetine gerek duyar. Bilimsel kanıt, ödevi gereği, kanıtlayacağı<br />

şeyi önceden varsayamaz. Peki öyleyse, eğer tefsir, zaten anlaşılmış<br />

olan dahilinde hareket ediyor ve oradan besleniyorsa, o zaman, nasıl<br />

olacak da birtakım bilimsel sonuçlar ortaya çıkarabilecek ve bunu, kısır<br />

döngü içinde dolanmadan yapabilecek? Üstelik önceden var sayılan söz<br />

konusu anlayışın, sıradan bir insan ve dünya malumatı içinde hareket<br />

ediyor olması nasıl bir etki yaratacaktır? Mantıkbilimin en elementar<br />

kurallarına göre kısır döngü bir circulus vitiosus’tur. Ama bununla, tarih-<br />

bilimsel tefsir işi, a priori olarak kati bilgi sahasının dışma itilmiş olmaktadır.<br />

Anlamadaki kısır döngü olgusunu ortadan kaldırmadıkça ta-<br />

rihbilim, daha az kati olan bilgi imkanlarıyla idare etmek durumundadır.<br />

Fakat genellikle, bahse konu eksikliğin “nesnelerinin” “tinsel önemi”<br />

haiz olduğu söylenerek onun bununla bir nebze ikame edilmesine<br />

izin verilmektedir. Ama aslında daha ideal olanı (tarih yazıcıların kendi<br />

görüşü de bu yöndedir), kısır döngüyü mümkünse önleyebilmek ve<br />

güya doğa bilgisinde olduğu gibi gözlemcinin bakış açısından bağımsız<br />

bir tarihbilim yaratabilme ümidini beslemektir.<br />

[153] Fakat kısır döngüyü bir vitiosum olarak görm ek ve onu önleme<br />

yollarını aram ak, hatta onun kaçınılmaz bir kusur olduğunu “hissetm ek”,<br />

anlamayı baştan sona yanlış anlam ak demektir. Zira amaç, anlama ile tefsiri<br />

belirli bir bilgi idealine yaklaştırmak değildir. Zaten bahsedilen bilgi<br />

ideali de anlamanın yoz türü olsa da o, mevcut-olanm kavranışına<br />

dair gayet meşru olan görevini izlerken, kendi özsel anlaşılmazlığı yüzünden<br />

yolunu kaybetmiş durumda olmaktadır. Olası tefsirlerin temel<br />

161

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!