07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

pet bir ayırt edici özelliktir. Burada şu kendini beyan eder: celbeden sadece<br />

bir şeylere davet etmeyle açığa çıkar, sadece bu haliyle duyulur niteliktedir<br />

ve ayrıca onunla laflamaya gerek yoktur. Peki, celbedenin kim<br />

olduğuna ilişkin soruyu artık sormamak işbu fenomene uygun bir tutum<br />

olmaz mı? Vicdanın fiili sesinin varoluşa-dair duyuluşu açısından<br />

evet. Mamafih, celbin faktisitesinin ve duymanın eksistensiyalitesinin<br />

eksistensiyal analizi açısından hayır.<br />

Kim celbediyor sorusunu sormanın bir lüzumu hala daha var mıdır?<br />

Dasein açısından bu soru, celp sırasında celbedilenin kim olduğuna ilişkin<br />

sorudaki kadar kati biçimde yanıtlanmıyor mu? Vicdanda Dasein bizatihi<br />

kaıdini celbeder. Celbedenin bu anlayışı, celbin fiili duyuluşu sırasında<br />

az çok belirgindir. Fakat Dasein’m hem celbeden hem de celbe-<br />

dilen olduğu yönündeki bu cevap ontolojik bakımdan hiç de yeterli değildir.<br />

Celbedilen Dasein ile celbeden Dasein birbirinden farklı biçimde<br />

“şurada” olarak var değil midir? Yoksa celbeden olarak en zati kendi-<br />

olma-imkanımız mı işlev görmektedir?<br />

Söz konusu celp, bizim kendimiz tarafından ne planlanır, ne bu yönde<br />

bir hazırlıkta bulunulur, ne de iradi olarak icra edilir. “O” celbeder<br />

- beklentilerimize rağmen ve hatta irademize ters olarak. Öte yandan<br />

bu celp, kuşkusuz ki benimle birlikte dünyada var olan bir başkasından<br />

gelmez. Celp benim içimden gelir ve fakat benim hakkım dadır.<br />

Bu fenomenal bulguyu şu veya bu yorumda bulunarak ortadan kaldırmak<br />

mümkün değildir. Zaten bu yüzden onu, bahsi geçen sesi Da-<br />

sein’a müdahil olan yabancı bir kudret diye yorumlarken de temel almıştık.<br />

Bu yorum istikametini takip ederek, yukarıdaki gibi tespit edilen<br />

bü kudrete bir sahiplik atfedilir veya onun kendi kendini beyan<br />

eden bir şahsiyet (Tanrı) olduğu varsayılır. Öte yandan diğer yaklaşımda,<br />

celbedeni yabancı bir kudretin kendini beyanı şeklindeki yorum<br />

reddedilir ve bizatihi vicdan “biyolojik" bir yoruma başvurulurak<br />

ortadan kaldırılmak istenir. Oysa her iki yorum da söz konusu fenomenal<br />

bulguyu atlayıp geçmektedir. Aslında bu yöntem, açıkça ifade<br />

edilmediği halde rehber niteliğinde olan şu ontolojik dogmatik teze<br />

dayanmaktadır: var olan, mesela celp gibisinden olgusal olarak var<br />

olan bir şey, mevcut-olmak zorundadır - mevcut-olduğu nesnel olarak<br />

ispatlanamayan ise esasen var değildir.<br />

Bu yöntemsel aceliciliğe karşılık, hem yukarıdaki fenomenal bulguyu<br />

(yani celbin benden geldiğini ve de benim hakkımda olduğunu),<br />

hem de bu fenomenin içinde yatan ve onun Dasein’ın bir fenomeni olduğunu<br />

söyleyen ontolojik öntaslağı elde sıkı sıkıya tutmak lazımdır.<br />

291

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!