07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

koşullarım gerçekleştirmek, daha ziyade, onun kendi özsel icra koşuk<br />

larmı daha önceden takdir etmekten geçer. Burada kritik olan, kısır<br />

döngüden çıkmak değil, doğru surette dahil olmaktır. Anlamanın bu kısır<br />

döngüsü, içinde herhangi bir bilgi türünün dolandığı bir çember olmayıp,<br />

bizatihi Dasein’m eksistensiyal ön-yapısının ifadesidir. Bahsedilen<br />

kısır döngü, bir vitiosum seviyesine (tahammül edilen bile olsa) çekilmemelidir.<br />

Zira onda, en asli bilmeye götüren müspet bir imkan gizlidir.<br />

Tabii bunun için anlamanın; birinci, daimi ve nihai görevinin ön-<br />

sahiplik, ön-görme ile ön-kavrama bakımından akla esen fikirler ile<br />

avama mahsus kavramlar tarafından idare edilmemesi gerektiğini, çalışırken<br />

eşyanın kendisinden gelerek bilimsel temayı teminat altına alması<br />

gerektiğini bilmek gerekir. Eksistensiyal anlamı bakımından anlama,<br />

Dasein’m varlık imkanının bizatihi kendisi olduğundan, tarihbilimsel<br />

bilginin ontolojik varsayımları, en kesin bilimlerin katiyet idesini esasen<br />

aşmaktadır. Keza matematik, tarihbilimden esasen daha kati olmayıp,<br />

onun kendisi için ehemmiyetli olan eksistensiyal temeller dairesi<br />

sadece çok daha dar tutulmuştur.<br />

Anlamadaki "kısır döngü”, anlamın yapışma aittir. Bu fenomen de<br />

Dasein’m eksistensiyal konstitüsyonuna (yani tefsir edici anlamaya)<br />

kök salmıştır. Dünya-içinde-varolma olarak kendi varlığını* bahis konusu<br />

eden varolanlar, ontolojik bakımdan bir kısır döngü yapısına sahiptir.<br />

Fakat ontolojik olarak “kısır döngü”nün mevcut-olmaklık (mevcudiyet)<br />

varhk minvaline ait olduğuna dikkat edecek olursak, Dasein<br />

gibisinden bir şeyi ontolojik olarak bu fenomenle karakterize etmeye<br />

çalışmaktan esasen kaçınmamız gerekecektir.<br />

§ 33. Tefsirin Türemiş Bir Hali Olarak İfade<br />

Her türlü tefsir, anlama üzerine temellenir. Tefsir sırasında hem bizatihi<br />

eklemlenenin kendisine, hem de anlama sırasında ona esasen eklemlenilebilir<br />

olanların hatları önceden çizilenlere anlam diyoruz. İfade<br />

(“yargı”) i 154] anlama üzerine temellendiğine ve tefsirin türetilmiş bir<br />

icra biçimi olduğuna göre, o da bir anlama “sahiptir”. Fakat anlamı, yargıda<br />

bulunmanın yanı sıra yargıda “bulunan” olarak tanımlamak mümkün<br />

değildir. Söz konusu bağlam içinde, ifade denilen şeyi açık biçimde<br />

analiz etmenin birden fazla hedef ve amacı olacaktır.<br />

a) Buradaki “kendi varlığı”, bizatihi varlık anlayışı tarafından belirlenm iştir, yani m evcut oluşun<br />

kayranında duradurmayla belirlenm iştir. Burada ne bizatihi kayran, ne de bizatihi mevcut<br />

oluş biı tasavvur teması olmaktadır.<br />

162

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!