07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilmekte olanlara), kendini böylesi bir ilgilenmenin yerine koyma yolu<br />

yardımıyla erişilebilmektedir. Aslına bakılırsa kendini bir şeyin yerine<br />

koymak demek yanıltıcıdır; çünkü ilgilenme, münasebette bulunmanın<br />

bu varlık minvalinin içine kendimizi önce yerleştirmemizi<br />

gerektirmiyor. Hergünkü Dasein zaten daima bu tarzda vardır, örneğin<br />

kapıyı açarak kapı kolunu kullanmış olurum. Oysa bu şekilde karşılaşılan<br />

varolana fenomenolojik erişim daha ziyade kendini iteleyerek<br />

sıkıştıran ve beraber gelen, böylesi bir “ilgilenme” fenomeninin ve<br />

bununla beraber özellikle de ilgilenme sırasında kendisi için bizatihi<br />

nasıl karşılaştığı önemli olan varolanın esasen üzerini örten tefsir eğilimlerinin<br />

kenara itilmesiyle sağlanmaktadır. Bu sinsi hataları, şu inceleyici<br />

soruyu sorarak iyice ortaya çıkartabiliriz: Hangi varolan ön-<br />

konu olacak ve önfenomenolojik zemin olarak tayin edilecektir?<br />

Genellikle şu yanıt verilir: nesneler. Oysa kendiliğinden anlaşılır<br />

olduğu düşünülen bu yanıt yüzünden belki de aranan önfenomenal<br />

zemine isabet ettirme şansımız hiç yoktur. Çünkü varolanı “nesne”<br />

(res) olarak dile getirmede [68] açıkça ifade edilmeyen ve önceden<br />

davranan bir ontolojik karakteristik yatmaktadır. Böylesi bir varolandan<br />

hareket edip varlığa ilişkin soruya geçen bir analiz, nesnelik ve<br />

gerçeklikle yüz yüze gelir. Böylece ontolojik açığa çıkarış tözsellik,<br />

maddesellik, uzanım, yan yanalık... gibi varlık karakterlerine ulaşır.<br />

Oysa ilgilenme sırasında karşılaşılan varolan, bu varlıkta da önontolojik<br />

olarak öncelikle saklıdır. Nesnelerin “en yakın olarak verili” varolanlar<br />

olarak isimlendirilmesi ontolojik bakımdan bir hatadır, ontik<br />

açıdan başka bir şey kastedilmiş olsa da. Esas olarak neyin kastedilmiş<br />

olduğu belirlenmemiş olarak kalmaktadır. Ya da bu “nesneleri” “değer<br />

atfedilmiş” nesneler olarak karakterize etme yoluna gidilir. Ontolojik<br />

açıdan değer neyi ifade eder? Söz konusu “atfetme” ve “atfedilmiş<br />

olma” kategoriyal olarak nasıl kavranılmalıdır? Değer atfedilmiş<br />

olma yapısının karanlığını bir an için göz ardı ettiğimizi varsaysak bile,<br />

böylece ilgilenerek münasebette bulunma sırasında karşılaşılanın<br />

fenomenal varlık karakterine isabet edilmiş olunur mu?<br />

Yunanlılar “nesneler” için uygun bir terime sahiptiler: pragmata, yani<br />

ilgilenerek münasebette bulunma (praksis) sırasında yapıp edilen, ilgilenilen<br />

şey. Ama onlar pragmaLa'mn spesifik “pragnıatik” karakterini<br />

ontolojik açıdan bilerek karanlıkta bırakmışlar ve onları “peşinen” “salt<br />

nesneler’'1* olarak belirlemişlerdir. İlgilenme sırasında karşılaşılan varo<br />

a) Neden? eidos - m orphe - îıulc! Ama tffehne’den, yani “sanatsal” tefsirden! Hger ınorphe eidos,<br />

idt'a değilse!<br />

70

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!