07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Böylelikle doğum ile ölüm arasındaki serencamların birbirine zincirlenme<br />

birliği anlamında Dasein’m “rabıtasına” ilişkin sorunun menşei<br />

ortaya konulmuş olmaktadır. Söz konusu sorunun menşei, Dasein’ın<br />

yaşanılmışlık bütününü asli eksistensiyal bir yoruma tabi tutma hedefinin<br />

de ne kadar münasebetsiz olduğunu ifşa etmektedir bize. Bu “doğal”<br />

soru ufkunun hakimiyeti sayesinde ayrıca, Dasein’ın sahih tarihsel-<br />

liğinin (yani kader ile tekerrürün), "yaşamın rabıtasına” ilişkin sorunun<br />

esasen yöneldiği şeyin fenomenal zeminini sağlamak ve onu ontolojik<br />

olarak temellendirilmiş bir mesele olarak sunmak bakımından neden<br />

bu kadar yetersiz kaldığını da görebilmekteyiz.<br />

Soracağımız soru şu olamaz: Gerçekleşen ve gerçekleşecek olan “se-<br />

rencamların” peş peşeliğini daha sonra birbirine zincirleyebilmek için<br />

Dasein, rabıtanın birliğini neyle elde etmektedir? Biz daha ziyade şu soruyu<br />

sormalıyız: Dasein hangi varlık minvali içindeyken kendisini öylesine<br />

kaybetm ektedir ki, bir bakım a daha sonra kendisini bu dağılmışhktan<br />

toplam ak've ayrıca söz konusu toplama için geçerli olacak kapsamlı bir<br />

birliği kendince akıl etmek zorunda kalıyor olsun? Herkes içindeki ve<br />

dünya-tarihi içindeki kaybolmuşluğun, ölümden kaçış olduğunu daha<br />

önce açığa çıkarmıştık. Söz konusu bir şeylerden kaçış, ölüme yönelik<br />

varlığın, ihtimam-göstermekliğin bir temel belirlenimi olduğunu ortaya<br />

koymaktadır. Öndeleyici kapalılığı açma-kararlılığı, bahsedilen bu ölüme<br />

yönelik varlığı sahih varoluşa taşımaktadır. Fakat bu kapalılıgı-aç-<br />

ma kararlılığının yaşanılmışlığını (yani imkanlar mirasının öndeleyici<br />

ve kendini tevdi edici biçimde tekerrür edilmesini), sahih tarihsellik<br />

olarak yorumlamıştık. Yoksa eksiksiz bir varoluşun; asli, kaybolmamış,<br />

herhangi bir rabıtaya gerek duymayan uzayıp gidişi burada mı yatmaktadır?<br />

Dağılmışlığın sürekli olmayışlığma karşı benliğimizin kapalılığı-<br />

açma-kararlılığı, Dasein’ın bir kader olarak doğum ile ölümü ve onun<br />

“arasmdakini” kendi “varoluşuna” katarak tuttuğu [391] uzayıp giden<br />

sürekli oluştur. Öyle ki, söz konusu süreklilik içindeyken, içinde bulunduğu<br />

durumun dünya-tarihselliği bakımından içinde-bulunulan-an halindedir<br />

o. Oldum-olası imkanların kadersel tekerrürü içinde Dasein,<br />

kendinden önce oldum-olası olmuş olana kendini “doğrudan” taşımakta,<br />

yani ekstatik zamansal biçimde kendini ona geri taşımaktadır. Mirasını<br />

bu şekilde kendine tevdi eden Dasein, “doğmak” suretiye ölümün<br />

atlatılamaz imkanını varoluşa taşıyarak kendine geri gelmektedir. Böylelikle<br />

Dasein, kendi zati şuradalığınm fırlatılrmşlığmı herhangi bir vehme<br />

kapılmaksızın kabul etmiş olur.<br />

Kapalıhğı-açma-kararlılığı varoluşun kendi benliğine olan sadakati­<br />

414

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!