07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

maktadır. Ama aslında belirli bir yere bağlanan zaman değildir. Zira tarihlendirilebilirliğin<br />

mekansal-yersel olana bağlanabilmesinin imkan<br />

koşulu zamansallıktır. Öyle ki o, bir ölçü olarak herkes için bağlayıcı<br />

hale gelir. İlk önce zaman vardı da sonra o mekana kenetlendi diyemeyiz.<br />

Çünkü zaman ile kenetlenmiş olduğu zannedilen “mekan”, zaman<br />

ile ilgilenen zamansallığın temeli üzerinde karşılaşılabilir olmaktadır.<br />

Hem saatin, hem de zaman hesabının Dasein’m kendisini tarihsel olarak<br />

tesis eden zam ansalhğı üzerine temellenmesi yüzündendir ki, saat<br />

kullanımının ontolojik bakımdan bizzat tarihsel olduğu ve bizatihi her<br />

saatin belirli bir “tarihe sahip olduğu” söz konusu edilebilmektedir.1<br />

[418] <strong>Zaman</strong> ölçümüyle kamusallaştırılıp yayınlanan zaman, mekansal<br />

ölçü nispetlerini haiz biçimde tarihlendirildiği için mekana dönüşüyor<br />

değildir. Öte yandan zaman ölçümünün eksistensiyal-ontolojik<br />

bakımdan özü, tarihlendirilen “zamanın” m ekan mesafeleri ile bir mekansal<br />

nesnenin y er değişiminden hareketle sayısal olarak belirlenmesi<br />

de değildir. Zira ontolojik bakımdan asıl önemli olan, ölçümü mümkün<br />

kılan spesifik huzura getiriştir. “Mekansal” olarak mevcut-olandan hareketle<br />

yapılan bir tarihlendirme zamanın mekansallaştırması demek<br />

değildir o halde. Çünkü mekansallaştırma zannedilen bu işlem, her<br />

mevcut-olan varolanın kendi mevcutluğu içinde şimdi huzura gelişinden<br />

ibarettir aslında. Özü gereği zorunlu olarak şimdi-diyen zaman ölçümü<br />

sırasında, ölçülenin kendisi bizatihi unutulmakta ve mesafe ile<br />

sayıdan başka sanki hiçbir şey ortada kalmamaktadır.<br />

<strong>Zaman</strong> ile ilgilenen Dasein’m kaybetmeyi göze aldığı zaman ne kadar<br />

az ise, o kadar “kıymete binmekte” ve saatler de o denli ele yatkın<br />

hale gelmektedir. Bundan böyle zaman, sadece “dakik” biçimde okunmakla<br />

kalmayacak, zaman belirlemenin kendisi de mümkün olduğunca<br />

az vakit harcanacak şekilde yapılarak başkalarının zaman belirtimle -<br />

riyle de uyumlu olacaktır.<br />

Şu ana kadar ki görevimiz, saat kullanımı ile kendine zaman tanıyan<br />

zamansallık arasındaki “rabıtayı” esas itibariyle ortaya koymaktı. Nasıl<br />

ki, gelişmiş bir astronomik zaman hesabının somut analizi, doğa keşfinin<br />

eksistensiyal-ontolojik yorumu kapsamında yer alıyorsa; takvimsel<br />

1) <strong>Zaman</strong> ölçümünün izafiyet teorisi bakımından teşkil ettiği meseleye burada girmeyeceğiz.<br />

Bu ölçüm ün ontolojik temellerinin açıklığa kavuşturulması, öncelikle dünya-zamanmm ve zaman-içindeliğin<br />

Dasein’m zamansallığından hareketle açıklığa kavuşturulmuş olm asını ve aynı<br />

şekilde doğayı keşfetmenin eksistensiyal-zamansal [418] konstitüsyonunu ve esasen ölçmenin<br />

zamansal anlamını ortaya koymayı gerektirmektedir. Aksi takdirde fiziksel ölçüm teknikleri<br />

belirli bir aksiyomatikten hareketle söz konusu araştırmalar üzerine bina edilmiş olacak<br />

ve bizatihi zaman meselesini asla açığa çıkartamayacaktır.<br />

443

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!