07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

varsayımla neyin varsayılmış olduğu ontolojik bakımdan kavranmış<br />

olacaktı ve “benim dışımdaki eşyanın varlığı”na dair kanıtın henüz verilmediği<br />

ve fakat bunun zorunlu olarak verilmesi gerekliği şartı kendiliğinden<br />

ortadan kalkacaktı.<br />

“Felsefenin skandali” bahse konu kanıtın halihazırda verilmemiş olması<br />

değil, durmadan bu tip kanıtların beklenmesi ve denenmesidir aslında.<br />

Böylesi beklenti, maksat ve talepler ontolojik olarak yeterli olmayan<br />

bir yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Bu yetersiz yaklaşıma göre “dünya”<br />

ondan bağımsız ve “dışta” bir mevcut olana göre kamtlanmahdır.<br />

Oysa burada yetersiz olan kanıtlar değil, kanıtlayan ve kanıt arayan varolanın<br />

varlık minvalinin gereği gibi belirlenmiş olmamasıdır. Bu sebepledir<br />

ki, iki varolanın zorunlu birarada mevcut oluşunu kanıtlayarak<br />

dünya-içinde-varolan olan Dasein hakkında bir şeyler kanıtlandığı ya<br />

da kanıtlanabilir olduğu zanm ortaya çıkmaktadır. Doğru olarak anlaşılmış<br />

bir Dasein, bu türden kanıtlara direnir, çünkü ardı sıra gelen kanıtların<br />

yapay olarak tanıtlamayı zorunlu gördüğü şeyler onun varlığında<br />

zaten hep vardır.<br />

Kendi dışımızdaki şeylerin mevcudiyetini kanıtlamanın olanaksızlığından<br />

dem vurup bu şeylere “sadece inanmak gerektiğini”1 çıkarsa-<br />

makla da meselenin çarpıklığını aşmış olmayız. Çünkü yine esasen ve<br />

ideal olarak böylesi bir kanıtın verilebilir olduğunu varsaymaya devam<br />

etmiş oluruz. “Harici dünyanın gerçekliğine inanmak” suretiyle kendimizi<br />

sınırlandırdığımızda bile, meseleye münasebetsiz bir yaklaşım gösterdiğimizi<br />

teyit etmiş oluruz, çünkü böylelikle, bahsedilen inanca kendi<br />

“hakkını” açıkça iade ederiz. Burada da yine esasen bir kanıüama talebinde<br />

bulunmuş oluruz, her ne kadar kati bir kanıtlamaya girmeyen<br />

başka bir yola başvurulmuş gibi olunsa da.2<br />

[206] “Harici dünyanın” özne tarafından varsayıldığma ve hatta onu<br />

farkında olmayarak hep varsaydığına dayanacak bile olsak, yalıtılmış<br />

bir özneyi yapıcı olarak öne sürmeye devam etmiş oluruz. Böylelikle ne<br />

dünya-içinde-varolma fenomenine isabet etmiş, ne de fiziksel olanla<br />

psişik olanın birarada mevcut oluşunu kanıtlamış oluruz. Bu türden<br />

varsayımları öne sürdüğümüzde, Dasein hep “geç kalmış” olur, çünkü<br />

] ) A.g.e., ön sû z, dipnot.<br />

2) Krş. W . Dilthey, “Briirage ztır Lösung der F rage vorn Lfrsprung unseres Glaubens an die Reaiitat<br />

der Auj$enwell und seiııc?n Recht" (1 8 9 0 ), Gesam m elte Schrifıen, c. 5/1, s. 90 vd.<br />

Bu makalenin hemen başında Dilthey, yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek biçim de şunları<br />

söylemektedir: “Zira eğer insan için geııe! geçer bir hakikat var olacaksa, ilk önce Descartes<br />

tarafından verilmiş olan yönteme göre düşünce, dışsal gerçekliğe rağmen bilincin verilerinden<br />

hareket ederek kendine bir yol bulmak zorundadır”, a.g.e., s. 90.<br />

217

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!