07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sahiden de tarih, ne nesnelerin değişiminin hareket rabıtasıdır, ne<br />

de “öznelerin” serbestçe uçuşan serencam akışları. Yoksa o zaman tarihin<br />

yaşamlmışlığı, özne ile nesnenin “birbirine zincirlenmesine”<br />

ilişkin bir şey midir? Yaşamlmışlığı özne-nesne ilişkisine bağlayacak<br />

olursak eğer, o zaman, bizatihi bu birbirine zincirlenmenin varlık<br />

minvalinin ne olduğunu da sorgulamamız gerekecektir, eğer ki temelde<br />

“yaşanılan” şey o ise. Dasein’m tarihselliğine ilişkin tezimiz, dünyasız<br />

öznenin tarihsel olarak var olduğunu ifade ediyor değildir. Tarihsel<br />

olan Dasein, dünya-içinde-varolarak varolan bir varolandır. T a­<br />

rihin yaşam lm ışlığı, dünya-içinde-varolmanın yaşanılm ışlığıdır aslında.<br />

Dasein’m tarihselliği, özü gereği dünyanın tarihselliğidir. Ekstatik-<br />

ufuksal zamansallığın temeli üzerinde dünya, Dasein’m husule getirilmesi<br />

için vardır. Dasein fiilen varolduğu müddetçe, dünya-içinde keş-<br />

fedilebilir olanlarla karşılaşır. Tarihsel dünya-içinde-v ar olmanın varoluşuyla<br />

birlikte el-altında-olanlar ile mevcut-olanlar dünyanın tarihine<br />

dahil olmuş oluverm ektedirler. Gereçler ve eserler (kitaplar mesela),<br />

kendi “kaderlerine”, binalar ve kurumlar kendi tarihlerine sahiptirler.<br />

Fakat tarihin kendisi de tarihseldir. Ama “doğa tarihinden” söz ediyorsak<br />

değil tabii.1 Fakat peyzajın, meskun mahallerin, tarım arazilerinin,<br />

muharebe alanlarının ve kült alanları olarak doğanın da tarihsel<br />

olduğunu söyleyebiliriz. Dünya-içindeki [389] bu varolan, dünya-<br />

içinde bir varolan olarak var olduğu için tarihseldir. Onun tarihi, “ruhun”<br />

“deruni” tarihine sadece eşlik eden “harici” bir şey de değildir<br />

asla. İşte söz konusu varolana biz dünya-tarihsel-olan diyoruz. Burada<br />

kullandığımız “dünya-tarihi” teriminin ontolojik bakımdan ele alındığına<br />

ve onun ikili anlama sahip olduğuna dikkat çekmek isteriz. Birincisi<br />

bu terim, Dasein’la olan özsel ve varoluşsal birliği bakımından<br />

dünyanın yaşamlmışlığı demektir. İkincisi o, fiilen varolan bir dünyayla<br />

birlikte dünya-içindeki varolanları da hep keşfediyorsa, o zaman<br />

bu terim, el-altmda-olanlar ile mevcut-olanlarm dünya-içindeki “ya-<br />

şanılmışlığmı” ifade ediyor demektir. Tarihsel dünyanın fiilen var olması,<br />

daima dünya-içindeki varolanın dünyası minvali üzerinden gitmektedir.<br />

Gereç ile eserlerin bizatihi “yaşamlmışlığınm” ne olduğu<br />

sorusu, kendine özgü bir hareketlilik karakterine sahip olup, şimdiye<br />

kadar bu karakter, bütünüyle karanlıklar içinde kalmıştır. Örneğin<br />

“armağan” alınıp parmakta “taşman” bir yüzük, bu sırada basit an­<br />

1) “Doğa olaylarının” tarihin hareketine kıyasla ontolojik bakımdan nasıl ihata edilm esi ge^<br />

rektiğine ilişkin olarak şimdiye kadar yeterince takdir edilmemiş olan şu çalışmaya bkz.ı F.<br />

G ottl, Die Grenzen der G eschich te (1904).<br />

412

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!