07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

nuş içinde açımlanan öylelik, dünya-içinde-varolmak suretiyle var olan<br />

tam da bu varolanın eksistensiyal belirlenimi olarak kavranılmalıdır.<br />

Faktisite bir ma'cut-olanın factum brutum olgusallığı dem ek olmayıp,<br />

Dasein’ın varoluşunda bulunduğu halde öncelikle kenara itilen bir varlık<br />

karakteridir. Faktisitedeki öylelik asla seyretmek suretiyle önümüzde<br />

mevcut bulunabilecek bir şey değildir.<br />

Dasein karakterindeki bir varolan, kendini (ister belirtik biçimde ister<br />

değil) kendi fırlatılmışlığı içinde bulmakla kendi şuradalıgım var et<br />

inektedir. Bulunuş içindeyken Dasein, zaten hep kendi kendisiyle karşı<br />

karşıya gelmiş olmakta, kendisini zaten hep peşinen bulmuş olmaktadır<br />

- ama algısal kendi-önünde-mevcut-olma olarak değil ve fakat haletiru-<br />

hiyeye sahip bir kendini bulma olarak. Dasein kendi varlığına tevdi edilmiş<br />

bir varolan olarak kendini zaten hep bulduklarına da tevdi edilmiş<br />

bulmaktadır - bu öyle bir bulmadır ki, öyle doğrudan aramaktan değil,<br />

daha ziyade bir kaçıştan neşet etmektedir. Haletiruhiye, fırlatılmışlığı<br />

ona bakış yöneltmek suretiyle değil, ona yüzünü dönmek veya ondan<br />

yüzünü çevirmek suretiyle açımlar. <strong>Ve</strong> çoğunlukla Dasein, bizzat açımlanan<br />

yük olma karakterine yüzünü dönmezken, yine yüksek bir haleti<br />

ıuhiyeyle kuş gibi hafif olmaya ise en az yüzünü çevirir. Bahse konu yüzünü<br />

çevirme (bu her ne demek ise) daima bulunuş suretiyledir.<br />

Haletiruhiyenin neyi açımladığım ve nasıl açımladığını fenomenal<br />

bakımdan tümüyle yanlış takdir etmemek için, belirli bir haletiruhiye<br />

içindeki Dasein’ın "toptan” haberdar olduğu, bildiği ve inandığı şeyleri<br />

haletiruhiye sayesinde açımlananlarla asla birleştirmemek [136] lazımdır.<br />

Dasein “nereye” gittiğine dair inancından “emin” olsa da veya akılcı<br />

aydınlanma gereği nereden geldiğini bildiğini zannetse de şöyle bir<br />

fenomenal vaka tespitinde bulunabiliriz: Haletiruhiyesi Dasein’ı kendi<br />

şuradalığınm öyleliğiyle karşı karşıya getirirken; şuradalığının öyleliği<br />

insafsızca sürüp giden bir muamma iken Dasein, gözlerini ona dikerek<br />

kalmaktadır. Bulunuşun “apaçıklığını” pür mevcut-olanın teorik bilgisinin<br />

apodiktik kesinliğiyle boy ölçüştürerek aşağılara indirmeye çalışmak<br />

eksistensiyal-ontolojik bakımdan tamamıyla haksız bir girişimdir.<br />

Fakat fenomenleri tahrif ederek onları akıldışılık sığmağına sürmek de<br />

aynı derecede yanlıştır. Akılcılığın mukabili olan akıldışıcılık, akılcılığın<br />

kör kaldığı şeylerden bahsederken aslında şaşı bakıyor olmaktadır.<br />

Bir Dasein’ın kendi haletiruhiyesine bilerek ve isteyerek fiilen hakim<br />

olabiliyor olması, ona hakim olması gerektiği ve buna zorunda olması,<br />

varolmanın belirli imkanları dahilinde istemenin ve bilmenin önceliğine<br />

delalet ediyor olabilir. Fakat bu durum, haletiruhiyenin ontolojik<br />

143

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!