07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

nusu minval noein’dir, yani en geniş anlamında “göıü”dür. Dianoein<br />

(“düşünme”) ise onun temellendirilmiş bir icra şeklidir sadece. İşte bu<br />

ilkesel ontolojik cihetten hareketle Descartes, geriye imkan olarak kalan,<br />

varolanın seyre dayalı müşahade edici erişim minvalini “eleştirmekle”<br />

yetinmektedir: intellectio'ya karşı sensatio (aisthesis).<br />

Descartes varolanın, kendini bizatihi sahih varlığıyla öncelikle göstermediğinin<br />

pekala farkındadır. Örneğin “öncelikle” verili olan şu veya<br />

bu renge, tada, sertliğe, soğukluğa, çınlayışa sahip olan bu balmumu bir<br />

nesnedir. Ama onlar (ve hatta duyularımızın sunduğu her şey), ontolojik<br />

bakımdan kayda değer değildir. Satis erit, si advertamus sensuum per-<br />

ceptiones non referri, nisi ad istam corporis humani cum mente coniunctio-<br />

nem, et nobis quidem ordinarie exkibere, quid ad illam extem a corporapro-<br />

desse possint aut nocere.' Duyularımız, varolanların kendi varlıklarının<br />

bilgisini vermez bize. Duyularımızın sunduğu yegane şey, “dışsal” dünya-içindeki<br />

nesnelerin beden sahibi insan varlığı bakımından yararlılığı<br />

[97] ya da zararlılığıdır. Nos non doçent, qualia [corpora} in seipsis exis-<br />

tant:2 Duyularımız bize, bizatihi varlıkları içindeki varolanlar hakkında<br />

hiçbir malumat vermemektedir. Quod agentes, percipiemııs naturam ma-<br />

teriae, sive corporis in universum spectati, non consistere in eo qııod sit re s<br />

dura, vel ponderosa, vel colorata, vel alio aliıjuo modo sensus afjiciens: sed<br />

tantum in eo quod sit res extensa in longum, latum et profundum.1<br />

Kendini duyularımız aracılığıyla gösterenin, özgün varlık minvali<br />

içinde kendini takdim edebilmesini sağlamak ve hatta onun belirlenimini<br />

yapmak hususunda Descartes başarısız olmuştur. Bunun nedeni<br />

ise, sertlik ve direncin tecrübesine ilişkin onun sunduğu yorumun eleştirel<br />

analizi sırasında gayet net biçimde anlaşılmıştı (bkz. § 19).<br />

Buna göre sertlik, direnç olarak kavranmaktadır. Ama ne direnç, ne<br />

de sertlik bizatihi tecrübe edilen ve böylesi bir tecrübe sayesinde belirlenebilen<br />

olarak fenomenal anlamda kavranmamaktadır. Descartes’a<br />

göre direnç şöyle bir şey demektir: yerinden oynamamak, yer değişimine<br />

maruz kalmamak. Bu durumda, bir nesnenin direnç göstermesi demek,<br />

yerini değiştiren başka bir nesneye kıyasla belirli bir yerde kalakalmak<br />

ya da öyle bir süratle yer değiştirmek ki, bu sayede öteki nesne<br />

onu “yakalamasın”. Oysa sertlik tecrübesini bu şekilde yorumlamakla,<br />

duyusal müşahade edişin varlık minvali ve dolayısıyla bu müşahade<br />

ediş sırasında karşılaşılan varolanın kendi varlığı içinde kavranılma im­<br />

1) A.g.y., II, no. 3, s. 41.<br />

2) A.g.y., II, no. 3, s. 41.<br />

3) A.g.y., H, no. 4, s. 42.<br />

100

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!