07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

işaret edilmişti. O halde, Kartezyen yaklaşımın eleştirel müzakeresi bakımından<br />

şu soruyu sormamız gerekecektir: Descartes, bir yandan<br />

“dünya”mn varlığı, diğer yandansa varlığını extensıo olarak sabitlediği<br />

söz konusu varolanı aynı kabul ederken, işbu varolana münasip erişim<br />

minvali olması bakımından Dasein’ın hangi varlık minvalini ele almış<br />

olmaktadır? işbu varolana yönelik tek ve hakiki erişim, bilmedir (intel-<br />

lectio), özellikle de matematiksel-fiziksel bilgi anlamında bilmedir. Matematiksel<br />

bilgi, varolanı öyle kavrar ki, bu kavrama minvaliyle kavranılan<br />

varolanın varlığına sahip olduğumuzdan emin olabileceğimiz savunulur.<br />

Buna göre, varlık minvali bakımından, ancak matematiksel<br />

bilgi sayesinde erişilebilir olan bir varlığa sahip olanların, sahih anlamda<br />

var oldukları dahi düşünülmüştür. Bu varolan her daim ne ise o olarak<br />

var olan bir varolandır. Bu yüzden, [96] dünyada tecrübe edilen varolanlarda<br />

bu, onların sahih varlığını tayin etmektedir. Buradan da onların<br />

daimi baki karakterine sahip olduğu gösterilebilmektedir ( rema-<br />

nens capax mutationum olarak). Başka bir deyişle, sahih olarak var olan,<br />

her daim baki olandır, işte matematik bunların bilgisini sunar. Buna göre,<br />

matematik aracılığıyla varolanlarda erişilebilir olanlar, varolanların<br />

varlığını tayin ederler. Başka bir deyişle, tözsellik kavramına sarıp sarmalanmış<br />

olan belirli bir varlık düşüncesinden ve bu şekilde varolanları<br />

bilmeye matuf bir bilgi düşüncesinden hareketle “dünya”ya kendi<br />

varlığı adeta dikte edilmektedir. Descartes dünya-içindeki varolanın<br />

varlık minvalini söz konusu varolanla verili kabul etmediği gibi, men-<br />

şeinin örtüsü kaldırılmamış ve meşruiyeti açıklığa kavuşturulmamış bir<br />

varlık düşüncesini (varlık = daimi mevcut-oluş) temel almakta ve bu<br />

surette dünyaya adeta kendi “sahih" varlığını dayatmaktadır. Oysa ki,<br />

dünyanın ontolojisini birincil olarak belirleyeni’, tesadüfi olarak pek<br />

değerli kabul edilmiş olan belirli bir bilime (yani matematiğe) dayandırmak<br />

mümkün değildir. Aksine, matematiksel bilgiyi fevkalade anlamda<br />

tatmin edecek olan, varlığı daimi mevcut-oluş olarak kabul eden ontolojik<br />

cihetin kavranılışıdır. Böylece Descartes, felsefi olarak, geleneksel<br />

ontolojinin sonuçlarını Yeniçağ matematiksel fiziğine ve onun transendental<br />

temellerine açıkça nakletmiş olmaktadır.<br />

Böylelikle Descartes, dünya-içinde varolana münasip erişim sorusunu<br />

sormak zorunda bile değildir artık. Zira geleneksel ontolojinin .kesintisiz<br />

hakimiyeti sürdüğünden, sahih varolanın hakiki kavjranış minvali<br />

de zaten önceden karara bağlanmış olmaktadır. Buna göre, söz koa)<br />

Yani bizatihi matematiksel olanı cihet alarak, m athem a ile on.<br />

99

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!