07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tün varolanları tümüyle mevcut-olanlar olarak anlamaya başlar. Bundan<br />

bir sonraki adım olan ontolojik tefekkür, öncelikle ontik olarak karşılaşılan<br />

“hakikat” üzerine odaklanır ve logos’u (ifade) logos tinos (bir şeyler<br />

üzerine ifadede bulunma, bir şeylerin keşfedilmişligi) olarak anladığı halde,<br />

söz konusu fenomeni, bir mevcut-olanın kendi mevcut-oluş imkanları<br />

bakımından yorumlamşı olarak ele alır. Fakat tam da bu, varlığın anlamıyla<br />

esas itibariyle eşit tutulduğu için, hakikatin bahse konu varlık minvali<br />

ve onun en yakm olarak karşılaşılan yapısının asli olup olmadığı sorusu,<br />

hiçbir surette canlı bir hale gelememektedir. Öncelikle hakim olan ve<br />

bugün bile halen esasen ve açıkça aşılamamış olan Dasein’m varlık anlayışı,<br />

hakikatin asli fenomenini bizzat perdelemektedir.<br />

Fakat aynı zamanda gözden kaçırılmamalıdır ki; bahse konu en yakın<br />

varlık anlayışını ilk kez olarak bilimsel bakımdan geliştiren ve onu<br />

hakimiyete taşıyan Yunanlılar, yine de hakikatin asli ve fakat önontolo-<br />

jik anlayışını canlı tutmuşlar ve hatta bunların ontolojisinde yatan ör-<br />

tülülüğe dahi -en azından Aristoteles bunu böyle yapmıştır- direndikleri<br />

söylenebilir.'<br />

[226] Aristoteles hakikatin asli “yerinin” yargı olduğu tezini asla savunmamıştır.<br />

Onun daha ziyade söylediği şey şudur: Logos, Dasein’m<br />

bir varlık minvali olup, keşfedici yahut örtbas edici olabilir. İşte bu ikili<br />

imkan, logos’un hakiki-oluşunun ayırt edici özelliğidir. Yani o, örtbas<br />

edici de olabilen bir tutumdur. <strong>Ve</strong> Aristoteles, deminki tezi asla iddia etmemiş<br />

olduğu için, logos’la ilgili hakikat kavramım saf noein’e doğru<br />

“genişletmek” düşüncesine de asla kapılmamıştır. Bir yandan aisthe-<br />

sis’in “hakikati”, diğer yandansa “ideaları” temaşa etmek, asli keşfin ta<br />

kendisidir. <strong>Ve</strong> noein birincil olarak keşfedici olabildiği içindir ki, di-<br />

anoein olarak logos bir keşfedicilik işlevine sahip olabilmektedir.<br />

Hakikatin sahici “yerinin” yargı olduğunu söyleyen tez, kendini<br />

haksız yere Aristoteles’e istinat ettiği gibi, içeriği bakımından da hakikatin<br />

yapısının takdir edilememesi anlamına gelmektedir. Hakikatin birincil<br />

“yeri” ifade değildir. Aksine, bunun tersi doğrudur: Keşfedilmiş-<br />

liğin temellük etme hali ve dünya-içinde-varolmamn minvali olarak ifade,<br />

Dasein’m keşfediciliği veya açımlanmışlığı üzerine temellenmektedir.<br />

ifadenin “yeri” ve ifadelerin doğru ya da yanlış (keşfedici veya örtbas<br />

edici) olabilme imkanın ontolojik koşulu en asli “hakikattir”.<br />

En asli anlamıyla ele alındığında hakikat, Dasein’m temel konstitüs-<br />

yonuna ait olmaktadır. Bu terim bir eksistensiyali imler. Zaten böyle de­<br />

1) Krş. N ikonıakhos’a Etik, 6. Kitap, ve M etafizik, 9. Kitap, 10.<br />

238

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!