07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sefi tefekkür bakımından logos çoğunlukla ifadede bulunma şeklinde<br />

dikkatlere taşınmış olduğundan, sözün şekil ve terkibinin temel yapılarının<br />

çalışılması hep söz konusu îogos anlayışının rehberliğinde gerçekleşmiştir<br />

ne yazık ki. Gramer bilimi, kendi temelini söz konusu lo-<br />

gos’un “mantığında” aramıştır. Oysa o, mevcut-olanlarm ontolojisine<br />

dayanıyordu. Daha sonraları gelişen dilbilime aktarılan ve esasen günümüzde<br />

bile hakim olan “imleme kategorileri”nin temel envanteri;<br />

sözü, ifadede bulunma olarak cihet kabul etmeye devam etmektedir.<br />

Fakat bu fenomeni, bir eksıstensiyalin esas asliliği ve şümullüğü içinde<br />

ele aldığımızda, dilbilimi ontolojik bakımdan çok daha asli olan temeller<br />

üzerine taşıma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Gramer biliminin<br />

mantıktan kurtulabilmesi için, sözün a priori temel yapılarına dair<br />

önceden müspet bir esas anlayışa ihtiyaç vardır. [166] Fakat bize nakledilerek<br />

gelmiş olan şeyleri tashih ve ikmal ederek bunu gerçekleştirmekse<br />

mümkün değildir. Bunu dikkate alarak, esasen anlaşılabilir<br />

olanların tamamının olası imlemesel eklemlendirilişinin temel yapılarının<br />

neler olabileceği sorgulanmalıdır - sadece teorik bakışla bilinen<br />

ve önermeler halinde ifade edilen dünya-içindeki varolanların değil.<br />

Mümkün olduğunca çok ve birbirinden farklı dilleri kapsamlı biçimde<br />

karşılaştırarak kendiliğinden bir imlembilime varmak da imkansızdır.<br />

Yine aynı şekilde, W. von Humboldt’un dili sorunsallaştırdıgı felsefi<br />

ufkunu devralmak da yeterli olamamaktadır. Zira imlembilimin kökleri<br />

Dasein’m ontolojisine dayanmaktadır. Onun ikbali veya bozulması<br />

söz konusu ontolojinin akıbetine bağlıdır.1<br />

Önünde sonunda felsefi araştırmalar, dile hangi varlık minvalinin<br />

isabet ettiği hakkında nihayet karar vermek zorunda kalacaklardır. Dil<br />

dünya-içinde el-altmda-olan bir gereç midir, yoksa Dasein’ın varlık<br />

minvaline mi sahiptir, yoksa ikisi de değil midir? Dilin varlığı ne surettedir<br />

ki, “ölü” olabilmektedir? Bir dilin serpilmesi veya bozulması ontolojik<br />

bakımdan ne demektir? Bizler bir dilbilime sahipsek de, onun<br />

kendine tema edindiği varolanın varlığı halen karanlıklar içindedir.<br />

Hatta onunla ilgili inceleyici sorunun içinde bulunduğu ufuk bile halen<br />

kapalıdır. İmlemlerin öncelikle ve çoğunlukla “dünyasal’’ olması, dünyanın<br />

imlenimselligi aracılığıyla hatlarının önceden çizilmiş olması ve<br />

hatta onların ağırlıklı olarak “mekansal” olması bir tesadüf müdür?<br />

Yoksa bu “plgu” eksistensiyal-ontolojik bakımdan zorunlu mudur?<br />

Eğer öyleyse neden? “Şeylerin kendisini” soruşturabilmek ve onları<br />

1) Tmlemfcilim hakkında bkz. H. Husserî, Logische Untersuchungetı, c. 2, 1. ve 4. ila 6. in celeme!.<br />

Bu sorunsalın daha radikal bit ele alm ışı için krş. Ideen I, a.g.e., § 123 vd., s, 255 vd.<br />

r<br />

f<br />

175

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!