07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hep şekle raptedilmiş kalır. Örneğin Windelband tarihe birtakım şekiller<br />

atfetmektedir. Sizin cins dediğiniz kavram, gayet [400] içrektir. Burada<br />

söz konusu olan şekiller değil karakterlerdir. Windelband için tarih,<br />

bir dizi resim, münferit şekiller, estetik taleplerdir. Doğabilimci için<br />

bir tür insani müsekkin demek olan bilimin dışında bir estetik lezzet<br />

kalmaktadır. Onun tarih kavramı, bir tür kuvvetler bağının, kuvvet birimlerinin<br />

yansıması gibidir. Bunlara sadece aktarılan ölçülerin şekli<br />

olan kategoriler uygulanabilir kalacaktır” (s. 193).<br />

“Ontik ile tarihsel olan arasındaki ayrımı” güçlü bir içgüdüyle idrak<br />

eden Yorck, geleneksel tarih araştırmalarının halen bedensel ve şekilsel<br />

olana dair “sadece nazarcı belirlemelere” (s. 192) ne kadar çok bağlı<br />

kaldığını anlamıştır.<br />

“Ranke büyük bir nazarcı gibidir. Onun için kaybolup gidenler yeniden<br />

gerçeklik haline gelemezlerdir... Ranke’nin genel yaklaşımından<br />

dolayı onun tarih malzemesini neden sadece siyasetle sınırladığını da<br />

anlayabiliyoruz. Çünkü sadece o, dramatik olandır onun için” (s. 60).<br />

“<strong>Zaman</strong>ın akışının getirdiği modifikasyonlar, benim için pek özsel gelmiyor,<br />

bu konudaki değerlendirmelerim benim farklı. Örneğin tarihçi<br />

okul denileni ben aynı ve tek nehir yatağının sadece bir yan kolu olarak<br />

görüyorum. Tarihçi okul aslında sadece eskiden beri devam eden<br />

bir karşıtlığın yeni bir halkasını temsil ediyor. Bu isim yanıltıcı. Çünkü<br />

o okul, hiç de tarihçi değildir [italikler bana aittir]. Eskici gibidir o, estetik<br />

bakımdan kurgulayıcıdır. Öte yandan büyük hakim hareket, mekanik<br />

kurgulama hareketiydi. Bu yüzden onun rasyonaliteye yöntemsel<br />

olarak kattığı şey, sadece toplam bir hissiyattı” (s. 68 vd.).<br />

“İşte tam bir filolog. Tarihten anladığı şey, onun bir asarı atika koleksiyonu<br />

olduğudur. Bir şey ele avuca gelmiyorsa, yani psişik transpo-<br />

zisyonun bizi götürdüğü yere, beyler oraya hiç gitmezler. Çünkü onlar<br />

sadece en içlerinde doğabilimcileridir ve deney diye bir şey olmadığı<br />

için tam birer kuşkucu haline gelirler. İşte bütün bu ıvır zıvırdan kendimizi<br />

uzak tutmalıyız derler. Platon ne kadar da çok Büyük Yunanistan’a<br />

veya Syrakuse’ye gitmişti, unuttunuz mu? Hiçbir canlılık yoktur<br />

onlarda. Eleştiren bakımdan gözden geçirmiş olduğum bu tür harici<br />

davranış kalıpları, nihayetinde kocaman bir soru işaretine gelip çatar ve<br />

Homeros, Platon ve Yeni Ahit gibi büyük gerçeklikler karşısında rezil<br />

olur. ‘Kendinde şey’ olarak bakıldığında ve bir serencam olarak yaşanıl-<br />

madığında sahiden de gerçek olan bütün şeyler birtakım suretlere, yansımalara<br />

dönüşüverir” (s. 61). "Fransız toplumunun en eğitimlileri zamanın<br />

devrimci hareketleriyle nasıl ilişki içinde olmuşlarsa, 'bilimciler’<br />

424

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!