07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mevcut durumu karakterize edilmişti. Buna göre, “ideal varlık” olarak<br />

"geçerliliğin”, özel ontolojik açıklığı haiz biçimde müstesna bir yere<br />

sahip olması gayet tabii beklenemez. Öte taraftan geçerlilik, yargının<br />

geçerli anlamının geçerliliği de demektir (yargının kastedilen “nesnesi”<br />

bakımından). Bu durumda geçerlilik, bir şeyin “nesnel meriyetine"<br />

ve hatta nesnellik imlemıne doğru kaymaktadır. Böylece, varolan için<br />

geçerli olup da bahsedilen varolanda “zamana tabi olmaksızın” geçerli<br />

olan anlam, geçerlilik kapsamı dahilinde akli yargıda bulunan herkes<br />

için de geçerli oluvermektedir. Yani bu durumda geçerlilik artık<br />

bağlayıcılık, “umumi meriyet” demek olmaktadır. <strong>Ve</strong> üstelik “eleştirel”<br />

bilgi teoricileri işe karıştıklarında (ki onlara göre özne, “sahih”<br />

olarak, nesneye erişecek kadar “dışarıya uzanamamaktadır”), nesnenin<br />

geçerliliği (nesnellik) olarak meriyet, hakiki (!) anlamın geçerli<br />

mevcudiyeti üzerine temellendirilir olmaktadır. “Geçerli olmanın” ortaya<br />

konulan bu üç imlemleri (yani ideal olanların varlık tarzları, nesnellik<br />

ile meriyet), hem bizatihi gayrişeffaftır, hem de hep birbirine<br />

karışmaktadır. Oysa metodik dikkat, bu türden ışıltılı kavramları yoruma<br />

rehber seçmemeyi salık verir. Biz anlamın kavramını peşinen<br />

“yargının içeriği”nin imlemiyle sınırlandırmıyor, anlama içinde açımlanabilir<br />

ve tefsir içinde dile getirilebilir olanla esasen görünür hale<br />

gelen, hatları çizili eksistensiyal fenomeni anlıyoruz.<br />

“lfade”nin analiz ettiğimiz bu üç imlemini fenomenin bütünü bakımından<br />

birleştirici bakış içinde toparladığımızda şu tanıma ulaşırız:<br />

ljade m uhabere edici ve belirleyici dikkate taşımadır. Geriye şöyle bir<br />

soru kalıyor: Ne hakla ifadeyi tefsirin hali olarak ele alabiliyoruz?<br />

Eger ifade gerçekten de böyle bir şeyse, o zaman onda, tefsirin özsel<br />

yapılarım tekrar görmemiz gerekir. İfadenin dikkate taşıma işi, anlama<br />

sırasında zaten açımlanmış olanın veya bir-şey-için-bakışla keşfedilenin<br />

temeli üzerinde icra edilmektedir. İfade birincil olarak, varolanları<br />

esasen kendiliğinden açımlayabilen desteksiz bir davranış tarzı<br />

değildir ama. Aksine, ifade zaten hep dünya-içinde-varolma zemini<br />

üzerine dayanmaktadır. Dünyayı bilmeye dair daha önce' gösterdiklerimiz,<br />

[157] ifade için de aynen geçerlidir. İfade de, esasen açımlanmış<br />

olanın, ön-sahipliğine ihtiyaç duyar ve onu belirlemek suretiyle<br />

açığa çıkarır. Bir şeyleri çıkış noktası olarak belirlemek, ifade edilecek<br />

olana doğrultulmuş bir bakış yöneltimi de demektir çünkü. <strong>Ve</strong>rili va-r<br />

rolana dair bakış nereye yönelik odaklanıyorsa, belirlemenin icrası sırasında<br />

bu, onu belirleyen işlevini görmektedir. Öte yandan ifade ön-<br />

1) Krş. § 13, 5. 59 vd.<br />

165

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!