07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eğer hakikat haklı olarak varlıkla asli bir rabıta içindeyse, o zaman<br />

hakikat fenomeni fundamental-ontolojik meselenin dairesi* içine giri-<br />

verir. Ama o halde söz konusu fenomenle, hazırlık niteliğindeki fundamental<br />

analizimizde, yani Dasein analitiği kapsamında karşılaşmamız<br />

gerekmiyor mu? “Hakikat” Dasein’la ve adına varlık anlayışı dediğimiz<br />

onun ontik belirlenimiyle hangi ontik-ontolojik rabıta içindedir? Bu temelden<br />

hareketle, varlığın zorunlu olarak hakikatle ve hakikatin varlıkla<br />

neden birarada olduğunu göstermek mümkün müdür?<br />

Bu sorulardan kaçınmak olanaksızdır. <strong>Varlık</strong> gerçekten de hakikatle<br />

“birarada olduğundan”, hakikat fenomeni, daha önceki analizlerimize<br />

konu olmuştu, her ne kadar bu terimi açıkça kullanmamış olduysak da.<br />

Oysa şimdi, varlık meselesi daha da sivrilmiş bir hale geldiğine göre, hakikat<br />

fenomenini açıkça ihata etmek ve içinde kalan meseleleri sabitle-<br />

memiz gerekiyor. [214] Bu amaçla, daha önce unsurlarına ayırdıklarımızı<br />

yeniden birleştirmek kafi gelmeyecektir. İncelememiz artık yepyeni<br />

bir hareket noktasına’ kavuşacaktır.<br />

Analizimiz geleneksel hakikat kavramından hareket edecek ve onun<br />

ontolojik temellerini açığa çıkarmaya gayret edecektir (a). Asii hakikat<br />

fenomeni bahse konu temellerden hareketle görünürleşecektir. Yine<br />

buradan hareketle, geleneksel hakikat kavramının tûretiîmişîiği açığa çıkarılacaktır<br />

(b). Bu inceleme açıkça gösterecektir ki, hakikatin “özüne”<br />

ilişkin soruya, hakikatin varlık minvaline ilişkin soru da zorunlu olarak<br />

ait olmaktadır. Bununla birarada olarak, “hakikat vardır” sözünün ontolojik<br />

anlamının açığa kavuşturulmasının, hakikatin “var” olduğunu<br />

neden “varsaymak durumunda” olduğumuzun zorunluluk minvalini de<br />

ortaya çıkarmamız gerekecektir (c).<br />

a) Geleneksel H akikat Kavramı ve Ontolojik Temelleri<br />

Hakikatin özü hakkmdaki geleneksel telakki ile onun ilk kez tanım-<br />

lamhşma ilişkin görüşler şu üç tez çevresinde karakterize edilegelmiş-<br />

tir: 1. Hakikat “yerini” ifadede (yargıda) bulur. 2. Hakikatin özü; yargı<br />

ile onun nesnesi arasındaki “mutabakatta” yatar. 3. Mantıkbilimin atası<br />

Aristoteles, hem hakikatin asli yeri olarak yargıyı tayin etmiş, hem de<br />

hakikatin “mutabakat" olarak tanımlanmasını yola koymuştur.<br />

Hakikat kavramının tarihi, ancak ontolojinin tarihi zemini üzerinde<br />

temsil edilebilir, fakat bunu burada amaçlamıyoruz. Malum olanlara<br />

kasten işaret ederek analitik müzakerelerimize giriş yapacağız.<br />

a) Sadece bu da değil, tam olarak ortasına.<br />

a) Şurada-varlığa dühul etmek üzere kullanılacak olan hareket noktasının sahih yeridir burası.<br />

226

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!