07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Celbedenin kim olduğunu "dünyasal” bakımdan hiçbir şeyle belirleyemeyiz.<br />

O, kendi tekinsizliği içindeki Dasein’dır, asli fırlatılmış dünyaiçinde-varoluşunun<br />

yuvasızlığıdır, dünyanın hiçliği içindeki [277] çıplak<br />

“öyleliktir”. Celbeden, hergünkü herkes-benliğinin hiç de aşina olmadığı<br />

bir şeydir - yabancı bir ses gibidir, llgilenedurduğu biçim biçim<br />

“dünya” içinde kaybolmuş olan herkes için, tekinsizliği içinde kendi<br />

başına kalan, hiçliğin içine fırlatılmış olan bir benlik kadar daha yabancı<br />

ne olabilir? “O ” celbeder ve fakat ilgilenici meraklı kulakların duyabileceği,<br />

ağızdan ağıza aktarılabileceği ve aleni biçimde müzakereye tabi<br />

tutabileceği hiçbir şeyi söylemez aslında. Zaten Dasein’m kendi fırlatılmış<br />

varlığının tekinsizliginden dem vuracağı neyi vardır ki? Havf<br />

içinde meydana vurulan kendi varlık-imkanından başka ne kalır onun<br />

elinde? Hep söz konusu olan bu varlık-imkamna çağrı yapmaktan başka<br />

bir celbetme imkanı var mıdır?<br />

Celp, hadiselerden haber vermez, o herhangi bir beyanda bulunmaksızın<br />

celbeder. Celp tekinsiz bir hal olan sükut halinde konuşur. O<br />

bu halde konuşur çünkü celp, celbedileni herkesin umumi lakırtısı içine<br />

değil, aksine tam da oradan geriye, yani varoluşsal varhk-imkanının<br />

ketumiyetine çağrır. Celbedenin celbedilenine, hiç de kendiliğinden anlaşılır<br />

olmayan tekinsiz ve buz gibi bir katiyetle isabet edilirken o, kendi<br />

tekinsizliği içinde kendi başma kalakalan Dasein’ı başka hiç kimseyle<br />

karıştırılmayacak şekilde kendisiyle yüz yüze getirilir. Böylece Dasein,<br />

bizatihi kendine temlik edilmişliğin metrukluğuna bırakılmak suretiyle,<br />

kendini başka yollardan yanlış anlama ve bilememe olasılığından<br />

radikal biçimde koparılmış olur.<br />

Aslında tekinsizlik, dünya-içinde-varolmanın hergünkü örtük temel<br />

minvalidir. Bizatihi Dasein’ın kendisi, bu varlığın temellerinden çıkıp<br />

gelen vicdan olarak celbetmektedir. “Beni celbediyor” ifadesi, Dasein’m<br />

müstesna bir sözüdür. Celbin keyfiyeti havf olduğundan o, Dasein’ın<br />

kendi en zati varlık-imkamna kendini tasarlayabilme imkanını biricik<br />

biçimde mümkün kılar. Vicdanın celbi eksistensiyal olarak anlaşılınca,<br />

daha önce sadece bir iddia olarak' ortada kalanın tam olarak meydana<br />

vuruluşu artık mümkün olabilmektedir: Tekinsizlik Dasein’a yetişir ve<br />

onun kendini unutmuş kaybolmuşluğunu tehdit eder.<br />

Böylelikle Dasein, hem celbeden hem de celbedilendir, önermesinin<br />

formal boşluğu ve kendiliğinden anlaşılırlığı ortadan kalkmış olur. Vicdan<br />

kendini, ihtimam-göstermekliğin celbi olarak açım lam aktadır: Celbe­<br />

1) Krş. § 40, s. 189.<br />

293

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!