07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ak kalması olacaktır. <strong>Varlık</strong> “bilinç içinde” var olabildiği, yani Dasein<br />

içinde anlaşılabilir olduğu içindir ki Dasein; bağımsızlık, “bizatihi<br />

kendindelik” gibi varlık karakterlerini, hatta esasen gerçekliği anlayabilmekte<br />

ve [208] kavramsallaştırabilmektedir. Sadece bu nedenledir<br />

ki, “bağımsız” varolanlara dünya-içindeki karşılaşılanlar olarak bir-<br />

şey-için-bakışsal biçimde erişilebilmektedir.<br />

İdealizm terimi, varlığın asla varolanlar sayesinde izah" edilemeyeceğini,<br />

onun her bir varolan için zaten hep “transendental olan” olduğu anlayışını<br />

temsil ediyorsa eğer, o zaman idealizm, felsefi sorunsallaştırmalann<br />

yegane ve doğru imkanım oluşturuyor demektir. Böyle bir durumda Aristoteles<br />

de en az Kant kadar idealist olacaktır. Ama eğer idealizm, her bir<br />

varolanı bir özne veya bilince dayandırmak demekse ve bunlar da kendi<br />

varlıkları bakımından belirsiz kalacaklar ve olsa olsa “nesnesizdir” denilerek<br />

menfi biçimde nitelendirileceklerse, o zaman böyle bir idealizmin safdillik<br />

derecesi bakımından kaba bir realizmden hiçbir farkı kalmayacaktır.<br />

Son olarak gerçeklik meselesini, her türlü “bakış açısal” cihetin öncesine<br />

yerleştirme olanağı da bulunmaktadır. Bunun için şöyle bir tez öne sürülür:<br />

Her özne ne olarak var ise bir nesneye göre vardır ve tersi. Ama burada<br />

da yine söz konusu formal çıkış noktasmda yer alan korelasyonun<br />

öğeleri ile korelasyonun kendisi ontolojik bakımdan belirsiz kalmaktadır.<br />

Oysa esas itibariyle buradaki korelasyon bütünü de zorunlu olarak “şöyle<br />

ya da böyle” var olarak düşünülmekte, yani varlık hakkmdaki belirli bir fikirden<br />

hareket edilmektedir. Oysa öncelikle eksisteıısiyal-ontolojik zemin<br />

teminat altına alınmış olsaydı (bunun için dünya-içinde-varolma teşhir<br />

edilmiş olmalıydı), bahsi geçen korelasyon daha sonra formalleştirilecek<br />

ve ontolojik bakımdan kayıtsız bir ilişki olarak bilinebilecekti.<br />

Gerçeklik meselesine “epistemolojik” çözüm getirmeye yönelik gayretlerin<br />

açıkça dile getirilmeyen önkoşulları üzerine yapılan yukarıdaki<br />

tartışmalar göstermiştir ki, bu mesele, Dasein’m eksistensiyal analitiğine<br />

artık geri çekilmeli ve onun ontolojik bir mesele olduğu anlaşılmalıdır.1<br />

a) O ntolojik ayrım.<br />

1) Son zamanlarda Scheler’i takiben N ıcolai Hartmann, ontolojiyi cihet alan epistem olojisine,<br />

bilmenin bir “varlık ilintisi” olduğuna ilişkin tezi tenıel almıştır. Krş. Grundzüge ein er Metaphysik<br />

der Erkenntnis, Genişletilmiş 2. Basım, 1925. - Fenom enolojik başlangıç temelleri<br />

birbirinden farklı olduğu halde hem Scheler, hem de Hartmann şunu gözden kaçırmaktadır:<br />

Geleneksel temel cihetleri bakımından “ontoloji” Dasein karşısında başanstz kalmakta ve tam<br />

da bilme içinde saklı olan söz konusu “varlık ilintisi” (krş. yukarıda s. 59 vd.) bu antolojinin<br />

es astan gözden geçirilm esi ve eleştirel bir tashihle sınırlı kalmaması gerektiğini göstermiştir.<br />

Varhk ilintisini ontolojik bakımdan açığa kavuşturm aksam öne sürmek, açıkça dile gelmeyen,<br />

çok kapsamlı tesirlere neden olmaktadır. Bu durum Hartmann’ı “eleştirel realizme" zorlam akta,<br />

bu ise genel hatlarını çizdiği sorunsalının düzeyi bakımından ona yabancı kalmaktadır.<br />

Hartmann’m ontoloji anlayışı hakkında krş. “W ie isi kritische O ntologie übcrhaupt möglicfı?”,<br />

Festschrift für Paul Natorp, 1924, s. 124 vd.<br />

220

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!