07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilir olmaktadır? Eğer dünyanın açımlanmışlığıyla zaman kamusallaştırılıp<br />

yayınlanıyorsa ve eğer dünyanın açımlannuşlığına ait olan dünya-<br />

içindeki varolanların keşfedilmişliği de hep ilgilenilen bir şey oluyorsa<br />

(Dasein’m kendisiyle hesaplaşarak zamanı hesapladığı takdirde), o halde,<br />

“herkesin” kendini açıkça zam ana göre yönlendirdiği asıl tutum, saat<br />

kullanımı olacaktır. Saat kullanımının eksistensiyal-zamansal anlamı,<br />

hareket halindeki göstergelerin huzura getirilişi idi. Saat göstergelerini<br />

huzura getirici biçimde takip etmek, aslında saymaktır. Söz konusu<br />

huzura getiriş, beklentilendirici muhafaza edişin ekstatik birliği içinde<br />

kendini husule getirmektedir. [421] “Daha önce”yi huzura getirici biçimde<br />

m uhafaza etmek şu demektir: şimdi-diyerek öncenin ufkuna, yani<br />

artık-şimdi-değile açık olmak. “Sonra”yı huzura getirici biçimde bek-<br />

lentilendinnek ise şu demektir: şimdi-diyerek daha ileride olanın ufkuna,<br />

yani henüz-şimdi-değile açık olmak. İşte zaman, kendini bu türden<br />

huzura getirişlerde gösterene denir. O halde, kendine zaman tanıyan birşey-için-bakışsal<br />

ilgilenici saat kullanımının ufkunda kendini açığa çıkaran<br />

zamanın tanımı nedir? Hareket halindeki saat göstergesinin huzura<br />

getirici sayıcı takibi esnasında sayılandır. Öyle ki, öncesi ve sonrasıyla<br />

açık olan m uhafaza etme ve beklentilendiımenin ekstatik birliği içindeki<br />

huzura getirme kendini bu surette husule getirmektedir. Fakat bu, Aristoteles’in<br />

zamana dair verdiği şu tanımın eksistensiyal-ontolojik tefsirinden<br />

başka bir şey değildir aslında: touto gar estin ho khronos, arithmos<br />

kineseos kata to proteron kai husteron. “Zira şudur zaman; önce ile sonranın<br />

ufku içinde karşılaşılan hareketin sayımı”.1 İlk bakışta bu tanım<br />

epey tuhaf gelebilir. Fakat Aristoteles’in bu tanımı içinden aldığı eksistensiyal-ontolojik<br />

ufku ihata ettiğimizdeyse bir o kadar “kendiliğinden<br />

anlaşılır” ve sahici, gelecektir. Bu surette tebarüz eden zamanın menşei<br />

Aristoteles için bir mesele teşkil etmemektedir. Onun zaman yorumu,<br />

daha çok “doğal” zaman anlayışının istikameti içinde hareket etmektedir.<br />

Fakat hem bizzat onun kendisi, hem de onun dahilinde anlaşılmakta<br />

olan varlık, mevcut araştırmamız aracılığıyla temelli bir mesele haline<br />

getirilmiş bulunduğu için, varlık sorusunu çözdükten sonra ancak<br />

Aristoteles’in zaman analizini tematik bakımdan yorumlayabiliriz. Öyle<br />

ki, Eskiçağ ontolojisinin eleştirel olarak ihata edilmiş olan soru forrnülasyonu<br />

bakımından esaslı bir öneme ancak böyle sahip olabilir.2<br />

<strong>Zaman</strong> kavramıyla ilgili daha sonraki bütün irdelemeler, esas itibariyle<br />

Aristoteles’in tanımına sadık kalmışlardır. Bir başka deyişle zaman,<br />

1) Krş. Fizik. K itap 4 (D elta) 11, 219 b 1 vd.<br />

2) Krş. § 6, s. 19-27.<br />

446

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!