07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mi? Çünkü “şimdi şu anda” dediğimizde belirli bir “zaman noktasına”<br />

işaret ettiğimiz “malumdur”. “Şimdi” dediğimiz zamandır, inkar edilemez<br />

ki, “şimdi - şu anda”, “sonra —şu andan sonra”, “daha önce —şundan<br />

önce” dediğimizde onların “zaman ile” irtibatlı olduğunu şu veya<br />

bu şekilde anlarız. Bunların “zamanı” bizzat ifade ettiğini, bunun nasıl<br />

mümkün olduğunu, “zamanın” ne demek olduğunu, işte bütün bunlar,<br />

“şimdi” ve sairenin “doğal” anlayışıyla birlikte kavranmış olur diyemeyiz.<br />

Peki ama, “şimdi”, “sonra”, “daha önce” gibisinden şeyleri “kolaylıkla<br />

anlıyor olmamız” ve “doğal biçimde” ifade etmemiz kendiliğinden<br />

anlaşılır bir şey midir? Örneğin “şimdi - şu anda” dediğimizde bunun<br />

menşei nedir? Bunları dünya-içindeki varolanlar, yani mevcut-olanlar<br />

içinde mi buluyoruz? Herhalde hayır. Bunları bulmamız mı gerekmiştir,<br />

her şeyden önce? Onları aramak ve tespit etmek için hiç yola koyulduk<br />

mu? Onlara “hep” hakimiz, asla açıklıkla devralmadığımız halde.<br />

<strong>Ve</strong> sürekli onlardan yararlanıyoruz, bazen açıkça ifade etmesek de. En<br />

önemsiz gündelik ifadede bulunmalar, mesela “hava soğuk” dememiz,<br />

“şimdi —şu anda”yı da birlikte ifade etmiş olmaktadır. Dasein ilgilendiklerine<br />

söz yönelttiğinde (ki çoğu kere bunu sözlü olarak yapmamaktadır),<br />

neden acaba “şimdi —şu anda”, “sonra - şu andan sonra”, “daha<br />

önce - şimdiden önce” gibi şeyleri de birlikte dile getirmiş olur? Çünkü<br />

tefsir edici söz yöneltme bir şeyleri dile getirmektedir, yani bir-şey-<br />

için-bakışsal [408] el-altında-olanlarla var olmayı keşfedici biçimde<br />

karşılaştırmakta ve söz konusu tefsir edici söz yöneltme ve üzerinde konuşmanın<br />

kendisi bir huzura getirme üzerine dayanmakta ve sadece bu<br />

şekilde mümkün olabilmektedir.1<br />

Beklen tilendiren-muhafaza-eden huzura getirme kendini açığa vurmaktadır.<br />

Bunun mümkün olabilmesi, onun hep kendisi için açımlanmış<br />

olmasından, kendinde ekstatik olarak açık olmasından kaynaklanmaktadır.<br />

Bu sayede anlamasal-konuşkan tefsir içinde dile gelebilmektedir.<br />

<strong>Zaman</strong>sallık şuradalığın açıklıkta-oluşunu ekstatik-ufuksal olarak<br />

tesis ettiği içindir ki, asli olarak hep şuradalık içinde tefsir edilebilir ve<br />

böylelikle tanmır niteliğe sahip olabilmektedir. Kendini tefsir eden huzura<br />

getirişe, yani “şimdi” içinde ona söz yöneltilen tefsir olunana biz “zaman”<br />

diyoruz. Bununla neyi ortaya koymuş oluruz? Bununla sadece,<br />

zamansallığm ekstatik bakımdan açıkça tanındığını, öncelikle ve çoğunlukla<br />

söz konusu ilgilenici tefsir manzumesi içinde bilindiğini ortaya<br />

koymuş oluruz. <strong>Zaman</strong>ın “doğrudan” anlaşılması ve bilinmesi ise.<br />

1) Krş. § 33, s. 154 vd.<br />

432

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!