07.03.2017 Views

Martin Heidegger - Varlık Ve Zaman

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Nasıl ki, kendini açarak sunmak ya da kapayarak gizlemek fıep-be-<br />

raber-olmaklığm ilgili varlık minvali üzerine temelleniyor ve hatta bunun<br />

ta kendisi olarak var oluyor ise, başkasının sarih biçimde itina-gös-<br />

terilerek açımlanışı da onunla birincil olarak birlikte-olmak dışında neşet<br />

edip gelişememektedir. Başkasının söz konusu açımlanışı teorik-psi-<br />

kolojik değil tematiktir. Oysa böyle bir açımlanış, “başkaların iç dünyasını”<br />

tanıma gibi teorik, bir sorunsala kolayca dönüşmekte ve hemen<br />

dikkat çekmektedir. Böylece fenomenal bakımdan kendini “öncelikle”<br />

tanıyıp bilen hep-beraber-olmaklığın bir minvali olarak ortaya çıkaran<br />

şey, aynı zamanda, başkasının varlığını mümkün kılan ve onu tesis<br />

eden “başlangıçsal” ve asli bir şeye dönüşüvermektedir. işte pek de isabetli<br />

olmayan “duygudaşlık” sözcüğüyle ifade edilen bu fenomen, üstüne<br />

üstlük ontolojik bakımdan, öncelikle tek başına verili olan zati öznemle<br />

yine öncelikle ama bu sefer tamamıyla kapalı olan öteki özne arasındaki<br />

köprü vazifesini görecektir.<br />

Başkalarına yönelen varlık, mevcut-olan nesnelere yönelik varlığa göre<br />

ontolojik bakımdan farklıdır. “Başka” varolanların varlık minvali de bizatihi<br />

Dasein’dır çünkü. Dolayısıyla başkalarıyla varlık ile başkalarına yönelik<br />

varlığın ardında, bir Dasein ile başka bir Dasein arasındaki varlık<br />

ilintisi yatmaktadır. Fakat, diyesi geliyor insanın, bahse konu ilinti zaten<br />

kendi Dasein’ım için tesis edici değil midir? Daseihım kendi Dasein’ı<br />

hakkında zaten bir varlık anlayışına sahip değil mi ve kendi Dasein’ıyla<br />

bu şekilde ilişki kurmuyor mu? Bu durumda, başkalarıyla kurulan varlık<br />

ilintisi, bizatihi kendi varlığımın “başka bir varlığa” yansıtılışı gibi görünmektedir.<br />

Böylece başkası, bizatihi kendimin “sureti” olup çıkmaktadır.<br />

Oysa kendiliğinden anlaşılır gibi gelen bu akıl yürütmenin kaypak<br />

zemin üzerine dayandığını görmek zor değildir. Bahse konu argüman-<br />

tasyona temel alman önkoşul (Dasein’m kendine [1251 yönelen varlığının<br />

başkasına yönelen varlık olduğu iddiası), doğru değildir. Bu önkoşul<br />

meşruluğu bakımından kendi içinde aşikarlığını kanıtlamadığı sürece,<br />

Dasein’m kendisiyle olan ilişkisinin başkasını başkası olarak nasıl<br />

açımladığı meselesi hayret uyandırıcı olmaya devam edecektir.<br />

Başkalarına yönelik varlık, müstakil ve indirgenilemez bir varlık rabıtası<br />

olmakla kalmaz, birlikte-olma olarak zaten Dasein’m varlığıyla<br />

birlikte var olur. Birlikte-olmaya dayanan birbirini canı gönülden ve<br />

karşılıklı olarak bilip tanımanın çoğunlukla kendi Dasein’ımm bizzat<br />

kendini ne kadar bilip tanıdığına bağlı olduğu inkar edilemez olsa da bu<br />

durum, aslında başkalarıyla özü gereği birlikte-olmanın kendini ne ölçüde<br />

şeffaf kıldığını ve tebdil edip etmediğini dile getirmektedir sadece.<br />

131

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!