22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kur’ân-ı kerîmi rûh-ı pâkine tilâvet edelim,<br />

rûz-u şeb hayr ile yâd etmeği âdet edelim.<br />

Îş-ü nûşundan fânî dehrin ferâgât edelim,<br />

çünki takdîr-i Hudâdır buna itâ’at edelim.<br />

Şiddetli ecel rüzgârı buldu, o körpe dalı,<br />

kara toprak aldı altına o feyz menba’ını.<br />

Ağla ey Dâ’î kaçırdın kalbinin devâsını,<br />

Resûlullahdan gelen silsilenin halkasını.<br />

Göz yaşların gam değil, yıkarsa dehrin çarkını,<br />

diyelim hasretle her ân, âh ölüm târîhini (1057).<br />

Hasret kaldım, hep karardım, oldum nûrumdan cüdâ,<br />

feyz kaynağım, elvedâ’, âh elvedâ, âh elvedâ’.<br />

[Yukarıdaki şi’r Nevha-tül-uşşakdan alınmışdır.]<br />

Devâmı 1038. ci sahîfededir.<br />

60 — KABR ZİYÂRETİNİN FÂİDESİ<br />

Mezhebsizler, ölüden fâide ve zarar gelmez diyorlar. (Feth-ul-mecîd) kitâblarının<br />

ikiyüzdoksandokuzuncu sahîfesinde, (Allah, takvâ sâhibi olan mü’min kullarının<br />

elinde kerâmet hâsıl eder. Onların düâsı veyâ sâlih amelleri ile kerâmet hâsıl<br />

olur) diyor. Beşyüzüncü sahîfesinde, (Peygamberden veyâ sâlih olan her<br />

mü’minden diri iken düâ istenebilir. Fekat, ölüden düâ istenmez. Ölüye düâ edilir)<br />

diyor. İkiyüzsekizinci sahîfesinde, (Ölüden birşey, yardım istemek şirkdir.<br />

Ölü, fâide ve zarar yapmaz. Allahdan şefâ’at istiyemez. Ondan şefâ’at istiyen<br />

müşrik olur) diyor. Dörtyüzseksenbeşinci sahîfesinde, (Kabr ziyâret edilir. Ölüye<br />

düâ edilir. Şimdi müşrikler bunu tersine çevirdi. Kabrlere tapıyorlar. Ondan düâ<br />

istiyorlar. Ondan yardım bekliyorlar. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Medîne<br />

kabristânına geldi. Kabrlere karşı durup, (Esselâmü aleyküm yâ ehlel-kubûr!<br />

Allah, bizi ve sizleri mağfiret etsin! Siz önce gitdiniz. Biz sonraya kaldık) dedi. Ümmetine<br />

de, böyle ziyâret yapmalarını bildirdi) diyor. Hemen sonra da, (Selef-i sâlih,<br />

Resûlullahı ziyâret ederdi. Selâm verdikden sonra kabre arkasını dönüp, kıbleye<br />

karşı düâ ederdi. Dört mezhebin imâmları böyle bildirdi) diyor. İkiyüzyetmişikinci<br />

sahîfesinde, (Evliyâdan diri iken de, öldükden sonra da yardım istiyorlar. Kerâmet<br />

olarak fâide ve zarar yapacaklarına inanıyorlar. Bunun gibi taşkınlıklar, Allahdan<br />

başkasına ibâdet etmekdir) diyor. İkiyüzellisekizinci sahîfesinde, (Her<br />

nerede bana salevât okursanız, bana bildirilir. Nemâz kılmak için mescide girenin,<br />

selâm vermek için Resûlullahın kabrine gelmesi yasakdır. Eshâbdan kimse, selâm<br />

vermek için Peygamberin kabri önünde durmadı) diyor. Görülüyor ki, kitâbın yazıları<br />

birbirini tutmamakda, dört mezheb imâmlarına da “rahmetullahi teâlâ aleyhim<br />

ecma’în” iftirâ etmekdedir.<br />

Mezhebsizlerin bu yalanlarına karşı Ehl-i sünnet âlimleri “rahmetullahi teâlâ<br />

aleyhim ecma’în” vesîkalarla, misâllerle cevâb verdiler. Âlûsî bile (Gâliyye) kitâbında,<br />

(Kabrim yanında salevât okuyanı işitirim. Uzakda okuyanları, melek bana<br />

haber verir) hadîsini bildiriyor. (Câmi’u-kerâmât-il-evliyâ)dan alınan aşağıdaki yazıları,<br />

anlayışlı ve insâflı olan, okuyunca, yapıcı ile yıkıcıyı kolayca ayırabilir:<br />

Fahr-üd-dîn-i Râzî, tefsîrinde, Sûre-i Kehfde diyor ki, Ebû Bekr-i Sıddîkın cenâzesini,<br />

vasıyyeti üzerine, Resûlullahın kabri yanına getirdiler. Selâm verip, kapına<br />

gelen Ebû Bekrdir yâ Resûlallah dediler. Türbenin kapısı açıldı. İçerden (Sevgiliyi<br />

sevgilinin yanına koyunuz!) sesi işitildi. Beyhekî, Abdüllah-i Ensârîden bildiriyor<br />

ki: Sâbit bin Kays, Yemâme cenginde şehîd oldu. Kabre korken, (Muham-<br />

– 1013 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!