22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olarak verilmiş oluyor). Görülüyor ki, kâğıd para zekâtını, altın olarak vermek veyâ<br />

kâğıd olarak verilince, bunu fakîrin bankadan veyâ sarrafdan altına çevirmesi<br />

ve kâğıd para verirken, bunu altına çevirmesi için, fakîre emr etmek, muhakkak<br />

lâzımdır. Verilen kâğıd parayı, fakîr altına çevirmezse, zengin zekât vermiş olmaz.<br />

Zîrâ altına çevirmek, ya’nî deyn olan malın zekâtını ayn olarak vermek, zenginin<br />

vazîfesidir.<br />

Hülâsa: Ticâret eşyâsı bulunmıyanlar, kâğıd paralarının zekâtını altın olarak vermelidir.<br />

Verilecek kâğıd parayı altına çevirmek, altın bulmak her zemân kolaydır.<br />

Zîrâ, altının lira olması şart değildir. Dartarak, bileyzik, yüzük veyâ herhangi bir<br />

şekldeki altın verilebilir. Bunlar da, her yerde, kuyumcularda bulunur. Bulunduğu<br />

yerde hiç altın bulunmıyan bir zengin, ticâret eşyâsı da yoksa, altın bulunan bir<br />

şehrdeki bir müslimânı vekîl edip, buna kâğıd para gönderir. Bu vekîl de, kâğıd paraları<br />

altına çevirip, fakîre altın verir. Doğrudan doğruya, fakîri de vekîl edebilir.<br />

Fakîr, zenginden veyâ vekîlinden uzak yerde ise ve fakîrin bulunduğu yerde altın<br />

yoksa, fakîrin ta’yîn edeceği vekîline de altın teslîm olunabilir. Hattâ zengin, zekâtı<br />

olan altını, fakîrin emri ile, fakîrin alacaklısına teslîm ederek, fakîri borcdan<br />

kurtarabilir. Burada, alacaklı zekâtı almakda, fakîrin vekîli olmakdadır. Fekat, fakîrin<br />

rızâsı, ya’nî önceden vekîl etmesi şartdır.<br />

Zekât, kâğıd para olarak verilemez demek, zekâtı kâğıd para olarak vermemelidir<br />

demek değildir. Kâğıd para, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun verilmelidir demekdir.<br />

Herhangi bir zekât malının zekâtını kâğıd para ile, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olarak<br />

vermek için, fakîrdeki alacağını, ona, o kadar zekât vermeğe niyyet ederek<br />

ödeşmek istiyen bir zenginin yapacağı gibi yapmak lâzımdır. Bu da, (Eşbâh) ve<br />

(Redd-ül-muhtâr)da ve (Hindiyye) 6. cı cildi sonunda şöyle anlatılmakdadır: (Dağıtmak<br />

istediği, nisâbdan az kâğıd paranın değerinde altını zevcesinden veyâ başkasından<br />

ödünc alır. Sâlih bir fakîr bulur. Buna emîn değilse, sana ve bir kaç tanıdığıma<br />

kâğıd para olarak zekât vereceğim. Dînimiz, zekâtın altın olarak verilmesini emr ediyor.<br />

Altınları kâğıd paraya çevirmekde kolaylık olmak için, (Zekâtını almak ve dilediği<br />

gibi tasarruf etmek üzere, şunu vekîl yapmanı istiyorum. Böylece, benim ahkâm-ı<br />

islâmiyyeye uymamı sağlamış olacaksın. Bunun için de, sevâb kazanacaksın!)<br />

der. Zenginin güvendiği bir kimse vekîl yapılır. Zengin olan da vekîl yapılabilir.<br />

Altınları, bu fakîrin yanında olmayarak bu vekîle, zekât niyyeti ile verir. Böylece<br />

zekât fakîre verilmiş olur. Vekîl, altınları teslîm alıp, birkaç dakîka sonra, bunları,<br />

kâğıd para karşılığı zengine satar. Aldığı kâğıd paraları da, zengine hediyye eder.<br />

Zengin de, bu kâğıd paraları, o fakîre ve başka fakîrlere [Kur’ân-ı kerîm kurslarına<br />

ve dîne hizmet eden, cihâd yapan müslimânlara] dağıtır). Zenginlere verirse, sevâbı<br />

az olur. Kimseye vermezse veyâ câiz olmıyan kimselere ve nemâz kılmıyanlara verirse,<br />

zekâtın azâbından kurtulursa da, sevâblarına kavuşamaz. Altınları alınca götürmiyeceğine<br />

emîn olduğu bir fakîr bulursa, zekâtını doğruca bu fakîre verir. Fakîr<br />

altınları aldıkdan birkaç dakîka sonra, bunları, zekâtı vermiş olan zengine satar. Aldığı<br />

kâğıd paraları zengine hediyye eder. Hatta, altınları satmayıp, doğruca bunları<br />

hediyye eder. Zengin de bu değerde kâğıd parayı, yukarıda bildirdiğimiz yerlere dağıtır.<br />

Altınları, ödünc almış olduğu kimseye geri verir. Nisâbdan çok zekât vermesi<br />

îcâb ediyorsa, bu işi tekrâr yapar. Zekâtı altın olarak dağıtmak, dahâ sevâbdır. Altın<br />

ile verileceği, herkese gösterilmiş, öğretilmiş olur. Zekâtı fakîre veyâ vekîline, önce<br />

altın olarak verip sonra bunu kâğıd paraya çevirmek, (Hîle-i şer’ıyye) olur. Zekâtı<br />

ahkâm-ı islâmiyyeye uygun verebilmek için, bunu yapmak lâzımdır ve çok sevâbdır.<br />

Hîle-i şer’ıyye yapmanın câiz olduğu ve fakîrin aldığı zekâtı, sadakayı zengine<br />

hediyye etmesinin câiz olduğu üçüncü kısm, 15. ci ve 63. cü maddeleri sonunda bildirilmişdir.<br />

Farz oldukdan sonra zekât vermemek için, (Hîle-i bâtıla) yapmak harâm<br />

olur. Farz olmadan önce yapılan hîle, imâm-ı Muhammede göre mekrûh, imâm-ı<br />

Ebû Yûsüfe göre câiz olur. Fetvâ imâm-ı Muhammede göredir. Üçüncü kısm, 15.<br />

– 301 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!