22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mâyesinde yaşıyan müslimânların komünist tehdîd ve tasallutundan emîn olabileceği,<br />

devlet za’îf olursa, vatanın ve milletin komünist ihtilâline sürüklenerek, kardeşin<br />

kardeşe saldıracağı, evlerimizin, iş yerlerimizin, kadınlarımızın, kızlarımızın<br />

elimizden alınacağı iyi bilinmelidir. Bunun için, gaflet ve tenbellik morfini ile<br />

uyutulmamağa dikkat etmeli, devletimize her zemân yardımcı olmalıyız!<br />

Komünistliği ilk çıkaran Mejdek adında bir Îrânlıdır. Peygamber olduğunu<br />

söylerdi. Zerdüştün kurmuş olduğu (Mecûsî) dîninde idi. Herkesin malı ve kadını<br />

ortakdır dedi. Îrân şâhı Kubâd, buna inandı ise de, oğlu Nûşirvân, bunu seksenbin<br />

adamı ile birlikde öldürdü. Bunlar (Burhân-ı kâtı’) lügat kitâbında yazılıdır.<br />

Ahmed Cevdet pâşa “rahmetullahi teâlâ aleyh”, onbeş sahîfelik bir kitâbında, komünistliğin<br />

Avrupaya, Asyaya yayılacağını, müslimânların bu belâdan kurtulacağını<br />

yazmakdadır.<br />

27 — İSLÂM DÎNİ<br />

(Râbıta-i şerîfe) kitâbının elliyedinci sahîfesi açıklanarak aşağıda yazılmışdır:<br />

İslâm dîni, Allahü teâlânın, Cebrâîl ismindeki melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi<br />

Muhammed aleyhisselâma gönderdiği, insanların, dünyâda ve âhıretde râhat<br />

ve mes’ûd olmalarını sağlıyan, üsûl ve kâidelerdir. Bütün üstünlükler, fâideli şeyler,<br />

islâmiyyetin içindedir. Eski dinlerin, görünür, görünmez bütün iyiliklerini, islâmiyyet,<br />

kendinde toplamışdır. Bütün se’âdetler, muvaffakıyyetler ondadır. Yanılmıyan,<br />

şaşırmıyan aklların kabûl edeceği esâslardan ve ahlâkdan ibâretdir.<br />

Yaratılışında kusûrsuz olanlar, onu red etmez ve nefret etmez. İslâmiyyetin içinde<br />

hiçbir zarâr yokdur. İslâmiyyetin dışında hiçbir menfe’at yokdur ve olamaz. İslâmiyyetin<br />

hâricinde bir menfe’at düşünmek, serâbdan şerâb beklemek gibidir.<br />

İslâmiyyet, insanların sevişmelerini, yardımlaşmalarını, kardeşce yaşamalarını,<br />

memleketleri i’mâr, insanları terfîh etmeği emr eylemekde, Allahü teâlânın emrlerine<br />

saygı göstermeği ve mahlûklara merhameti, toprağını, bayrağını sevmeği,<br />

kanûnlara itâ’at etmeği, vergilerini vaktinde ve dürüst olarak ödemeği istemekdedir.<br />

Her mahlûka karşı mes’ûliyyet taşımakdadır. Nefsin temizlenmesini te’mîn<br />

etmekde, kötü huyları, iyi huylardan ayırmakdadır. İyi huylu olmağı emr edip, kötü<br />

huyları, şiddet ile red ve yasak eder. Gayr-ı müslim vatandaşlarla, bid’at sâhibleri<br />

ile ve başka mezhebden olanlar ile iyi geçinmeği, her cihetden iffeti ve hayâyı<br />

emr eder. Tâm sıhhatli olmağa cebr eder. Tenbelliği, boş vakt geçirmeği red ve<br />

men’ eder. Zirâ’ati, ticâreti ve san’ati, kat’î olarak emr eder. İlme, fenne, tekniğe,<br />

endüstriye, lâyık olduğu üzere, ehemmiyyet verir. İnsanların yardımlaşmasını,<br />

birbirlerine hizmet etmesini ehemmiyyet ile istemekdedir. Dîni, vatanı, mezhebi<br />

ve inanışı başka olanların, canlarını, mallarını ve nâmûslarını korumağa<br />

cebr edip, bunlara saldırmağı, herhangi bir örgüt kurmayı, siyâsete, devlet işlerine<br />

karışmağı kesinlikle men’ eder. Herkese karşı bir hak ve mes’ûliyyet gözetmekdedir.<br />

(Se’âdet-i dâreyn)i, ya’nî dünyâ ve âhıret se’adetini câmi’dir.<br />

Başka dinler, böyle değildir. Başka dinlerin hepsi bozulmuş, ilâhî hükmler yerine,<br />

insan kafasından çıkan fikrler, düşünceler yer almışdır. Bunun için, lâyetegayyer<br />

olamamış, ilerliyen, değişen hayât karşısında, şekller ve ölü kelimeler hâlinde<br />

kalmışlardır. Allahü teâlâ, islâm dînini, hayâtın yürümesini, ihtiyâcların değişmesini<br />

karşılıyacak, terakkîleri sağlıyacak esâslar üzerine kurmuşdur. İslâmiyyete,<br />

orta çağın ihtiyâcları üzerine kurulmuş, değişmez hükmlerdir demek, islâm<br />

dînine iftirâ etmekdir.<br />

[13 Hazîran 1962 Çarşamba günü İstanbuldaki sabâh gazeteleri şöyle yazıyordu:<br />

[m. 1953] yılında, Afrikanın 215 milyon nüfûsunun 105 milyonu müslimândı. Bu<br />

sayı, bugün, çok dahâ fazla artmış bulunmakdadır. İslâm dîni, ırk, milliyet, siyâsî<br />

inanç, lisân ve tahsîl seviyesi ayırd etmeksizin, her insanın şeref ve i’tibârına hurmet<br />

etdiği için, büyük başarı sağlamakdadır.<br />

– 528 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!