22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

itkisel maddelerin et, süt, bal hâline gelmelerine, yapraklar organik maddelerin<br />

sentezine sebeb oldukları gibi, insanlar da, tayyâre, otomobil, ilâc, elektrik motorlarının<br />

ve dahâ nice şeylerin yapılmasına sebeb olmakdadır. Bütün bu sebeblere kuvvet,<br />

te’sîr veren Allahü teâlâdır. İnsanlara fazla olarak akl ve irâde de vermişdir.<br />

Sebeblere, vâsıtalara yaratıcı demek doğru olamaz. Böyle olduğu (Kelime-i temcîd)<br />

ya’nî (Lâ havle velâ kuvvete illâ billah) diyerek çok güzel anlatılmakdadır. Şî’îler<br />

de, günâhları insanlar yaratıyor; Allah yalnız iyilik yaratır diyorlar. (Eshâb-ı Kirâm)<br />

ve (Hak Sözün Vesîkaları) kitâblarımızda bu sözlere cevâb verilmişdir.<br />

Allahü teâlânın sıfatlarını gösteren, Âlim (bilici), Semî’ (işitici), Basîr (gören),<br />

Kâdir (gücü yetici, kudretli), Mürîd (dileyici) ve Mütekellim (söyleyici) ve<br />

bunlar gibi ismleri, ikinci kısmın elliikinci maddesinde bildirilen ma’nâları ve<br />

şartları düşünerek, insanlar için kullanılabilir. (Hadîka)da dil âfetlerini anlatırken<br />

diyor ki, (Rahmân), (Kuddûs), (Müheymin) ve (Hâlık) gibi yalnız Allahü teâlâya<br />

mahsûs olan ismleri insanlara ism yapmak harâmdır. İmâm-ı Nevevî “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh” bunu (Müslim) şerhinde bildirmekdedir. (Azîz) gibi sıfatları<br />

olan ismleri, mecâz ma’nâları ile insanlar için de kullanmak câiz ise de, edebe yakışmaz.<br />

Allahü teâlânın ismini söyleyince, işitince, yazınca, (Sübhânallah), (Tebârekallah),<br />

(Celle-celâlüh), (Azze-ismüh), (Cellet kudretüh) veyâ (Teâlâ) gibi saygı<br />

sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vâcib, tekrârında ise müstehabdır.<br />

Resûlullahın ismini işitince salevât söylemek de böyledir. (Bezzâziyye)de ve<br />

(Hindiyye)nin beşinci cüz’ünde diyor ki, (Allahü teâlânın ismini işitince ve söyleyince,<br />

“celle celâlüh” veyâ “teâlâ” yâhud “tebâreke”, “sübhânallah” diyerek saygı<br />

göstermek vâcibdir. Tekrâr edince de, yalnız söylemeyip, teâlâ da demek müstehabdır.<br />

Ya’nî, Allahü teâlânın isminden sonra, ta’zîm, saygı gösteren bir kelime<br />

de söylemelidir. Bunun gibi, yalnız (Kur’ân) dememeli, dâimâ (Kur’ân-ı kerîm) demelidir.<br />

Görülüyor ki, (Allah buyurdu ki...) veyâ (Allah teâlâ buyurdu ki...) demek<br />

ve yazmak yanlışdır. (Allahü teâlâ buyurdu ki...) demek lâzımdır. İslâmiyyetde kavmiyyet,<br />

ırkcılık yokdur. Her milletin, her dil sâhiblerinin böyle arabî söylemeleri<br />

lâzımdır. Tercemesini söyliyorum diyerek saygısızlık yapmamalıdır. İbni Âbidîn<br />

beşinci cildin sonunda ve (Birgivî)nin Kâdî zâde şerhinde diyor ki, (Eshâb-ı kirâmın<br />

ismine (radıyallahü anh), başka âlimlere (rahmetullahi aleyh) demek [ve yazmak]<br />

müstehabdır).<br />

Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki, (Eshâb-ı kirâmı çok sevmek, ta’zîm ve hurmet<br />

etmek lâzımdır. Bunun için, ismlerini yazarken, okurken ve işitince, “radıyallahü<br />

anh” demek müstehabdır). Bunlar, (İslâm ahlâkı) kitâbımızda da yazılıdır. Râfizîler,<br />

müslimânları aldatmak için, (Eshâb çok yüksekdir. Yüksekliklerini bildirecek<br />

bir kelime yokdur. İsmlerinin yanına “radıyallahü anh” demek, onlara hakâret<br />

olur. Böyle şeyler söylememelidir) diyorlar. Râfizîlere aldanmamalıyız!<br />

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmin çok yerinde kendisini (Biz) sözü ile bildiriyor.<br />

Allahü teâlâ birdir. Kur’ân-ı kerîmde kendisinin bir olduğunu bildiriyor. Kur’ân-ı<br />

kerîmin çok yerinde kendisine (Ben) demedi. Büyüklüğünü, herşeye mâlik, hâkim<br />

olduğunu bildirmek için, (Ben) yerine, (Biz) de diyor. (Biz) dediği yerleri, (Herşeyin<br />

mâliki, hâkimi olan (Ben) olarak anlamalıdır.)<br />

(Dürr-ül-muhtâr) beşinci cild, ikiyüzaltmışsekizinci sahîfede buyuruyor ki:<br />

(Çocuklarına, Abdüllah, Abdürrahmân, Muhammed, Ahmed ... gibi, ismleri koyanları<br />

Allahü teâlâ sever. Allahü teâlânın Alî, Reşîd, Kebîr, Bedî’ gibi ismlerini,<br />

insanlara yakışan ma’nâ ile ad koymak câiz ise de, câhiller, bu ismlerin ma’nâlarını<br />

ve söylemesini yanlış yaparak, günâha, hattâ küfre sebeb olur. Meselâ Abdülkâdir<br />

yerine Abdülkoydur diyorlar ki, kasd ile olursa küfrdür. Kasd ile bu ismleri<br />

tahkîr eden, meselâ Abdül’azîz yerine Abdüluzeyz diyen kâfir olur. Muhammed<br />

yerine Hamo, Hasen yerine Hasso, İbrâhîm yerine İbo demek de böyledir).<br />

– 434 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!