22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şimdi çürümüş bir şalgamı mı yiyeceksin? dedi. Almadım. Mescid-i harâma girip<br />

oturdum. Biri gelip, önüme, yağda yeni kızarmış ekmek, şeker ve bâdem koydu ve<br />

(Denizde idim, fırtına çıkdı. Kurtulursam, ilk gördüğüm fakîre, bunları vermeği<br />

adadım) dedi. Her birinden bir avuç aldım. Artanı, sana hediyyem olsun dedim.<br />

Demek ki; Allahü teâlâ, bana rızk göndermek için, denizde fırtına çıkardı. Bu kimseyi<br />

kurtarıp, adak ile bana gönderdi diyerek şükr etdim. Sokakda rızk aradığıma<br />

pişmân oldum.” Îmânı kuvvetlendirmek için, böyle nâdir olayları okumak lâzımdır.<br />

Bekâr bir kimsenin îmânı kuvvetli olur, hiç günâh işlememek için para kazanmakdan<br />

kaçınırsa, rızk sebebleri onun önüne gelir. Çocuk, ana rahminde iken, çalışmakdan<br />

âciz olduğu için, göbeğinden ona rızk gönderiyor. Dünyâya gelince, anasının<br />

göğsünden gönderiyor. Birşey yiyebileceği yaşa gelince, dişleri yaratıyor. Anası,<br />

babası ölür, yetîm kalırsa, anasına babasına verdiği merhamet gibi, başkalarına<br />

da verip, herkesin kalbini, yetîme karşı merhametle dolduruyor. Önce, ona yalnız<br />

anası acırdı. Kimse bakmazdı. Anası ölünce, binlerce kişiyi, ona şefkatle bakdırıyor.<br />

Dahâ büyüyünce, çalışmak için kuvvet veriyor. Para kazanmak arzûsunu<br />

veriyor. Kendine karşı merhameti, şimdi içine yerleşdiriyor. Bir kimse, bu arzûdan<br />

vazgeçip, takvâ yolunu tutar, kendini yetîm hâline korsa, ona karşı kalbleri,<br />

yine şefkatle doldurur. Herkes, bu kimse Allah yolundadır. Herşeyin iyisini buna<br />

vermelidir der. Para kazanırken, kendine, yalnız kendi acırdı. Şimdi herkes acır.<br />

Fekat, takvâ yolundan ayrılır, nefsine uyar ve çalışmazsa, kalblerde ona karşı<br />

şefkat hâsıl etmez. Böyle kimselerin, tevekkül ediyorum diye çalışmaması, tenbel<br />

oturması, hiç câiz değildir. Kendini düşünen kimsenin, çalışıp, ihtiyâclarını elde etmeği<br />

de düşünmesi lâzımdır. Demek ki, Allah yolunda olup, yetîm gibi olana<br />

karşı, herkesin kalbinde şefkat, merhamet yaratır. Bunun için, Allah yolunda çalışan<br />

kimsenin, açlıkdan öldüğü görülmemişdir. Bir kimse, âlemlerin sâhibinin, herşeyi,<br />

ne büyük nizâm ve kemâl üzere yaratdığını anlarsa, Hûd sûresi 6.cı âyet-i kerîmesi<br />

olan, (Allahü teâlânın rızk vermediği, yer yüzünde bir mahlûk yokdur) meâlini<br />

pek kolay görür. Âlemi çok güzel idâre edip, kimseyi aç bırakmadığını bilir.<br />

Açlıkdan öldürdüğü pek az kimse varsa da, onlara hayrlı olduğu için öldürmüşdür.<br />

Yoksa, çalışmadıkları için değil. Çünki, çok mal kazanmış olanları da, ba’zan, malını<br />

alarak açlıkdan öldürür. Hasen-i Basrî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, bu inceliği<br />

açık gördüğü için, (Basra ehâlisinin hepsi, benim çocuğum olsa ve bir buğday dânesi<br />

bir dînâr olsa, hiç sıkıntı çekmem!) buyurmuşdur. Veheb bin Verd diyor ki,<br />

(Gök demir olsa, yer tunç kesilse, rızk için üzülürsem, kendimi müslimân bilmem!).<br />

Allahü teâlâ rızkı gökden göndermekdedir.<br />

[Bunu âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler açıkça haber veriyor. Bugün fen<br />

adamları, bu hakîkati anlamağa başlamışdır. Yağmurlu havalarda, şimşekler sebebi<br />

ile, havanın azot gazı, oksigen gazı ile kimyâca birleşerek, azot monoksid denilen,<br />

renksiz gaz hâsıl oluyor. Bu gaz havada serbest hâlde kalamaz. Tekrâr oksigenle<br />

birleşerek azot dioksid hâline dönüyor. Turuncu renkli ve boğucu olan bu<br />

gaz da, havadaki nem [su buhârı] ile birleşerek, nitrik asid [ya’nî kezzab ismi ile<br />

satılan mâyı’] teşekkül ediyor. Yine şimşeklerin te’sîri ile havadaki su buhârının<br />

parçalanmasından serbest hâle geçen hidrogen [müvellidülmâ’] gazı da, havanın<br />

azotu ile birleşerek amonyak gazı hâsıl oluyor ki, bu gaz, o esnâda hâsıl olan nitrat<br />

asidi ile ve havada zâten mevcûd olan karbondioksid gazı ile birleşerek amonium<br />

nitrat ve amonium karbonat tuzları meydâna geliyor. Bu iki tuz, diğer bütün<br />

alkali ma’denlerin tuzları gibi, suda eridiğinden, yağmurla toprağa iner. Toprak,<br />

bu maddeleri kalsium nitrat hâline çevirerek, nebâtlara verir. Nebâtlar, bu tuzları<br />

albüminli maddelere [proteinlere] çevirir. Proteinler, bitkiden, ot yiyen hayvanlara<br />

ve insanlara geçer. İnsanlar, nebâtâtdan ve ot yiyen hayvanlardan alır. Bu maddeler<br />

insanların ve hayvânların hücrelerinin yapı taşıdır. Kuru proteinlerin içinde<br />

– 688 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!