22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sözünü bir değerde tutmakda, (Onlar için âhıretde yokdur) âyet-i kerîmesine<br />

(Peygamberlerin ve felsefecilerin söz birliği ile) ve (Ancak ateş ile azâb) âyet-i kerîmesine,<br />

(his ederek yâhud aklî, nazarî olarak ......) demekdedir. Peygamberlerin<br />

“aleyhimüssalevâtü vettehıyyât” sözbirliği bulunan yerde, eski yunan felsefecilerinin<br />

söz birliğinin ne kıymeti vardır? Âhıretdeki azâbı bildiren ve hele Peygamberlerin<br />

sözlerine uymıyan sözlerinin ne ehemmiyyeti olur. Onun bildirdiği gibi felsefeciler,<br />

Cehennem azâbının aklî, nazarî olduğunu söyliyor. Bu sözleri, cesedin<br />

azâbı his edeceğine inanmadıklarını göstermekdedir. Hâlbuki Peygamberler, azâbın<br />

his edileceğini söz birliği ile bildirmişlerdir. Bu kitâb, başka yerlerinde de,<br />

Kur’ân-ı kerîmin âyetlerini, felsefecilerin bildirdikleri gibi yazmakdadır. Peygamberlerin<br />

yolunda olanlara uymıyan yazılarından dolayı bu kitâb, gizli hattâ apaçık<br />

zararları taşımakdadır. Bunu size bildirmeği lüzûmlu gördüğüm için, birkaç kelime<br />

ile başınızı ağrıtdım. Selâm ederim.<br />

34 — İKİNCİ CİLD, 19. cu MEKTÛB<br />

Bu mektûb, Mîr Muhibbullaha yazılmışdır. Sünnet-i seniyyeye yapışmağı ve<br />

bid’atlerden sakınmağı bildirmekdedir:<br />

Allahü teâlâya hamd olsun! Onun Peygamberlerine salât ve size düâlar ederim.<br />

Kıymetli kardeşim seyyid Mîr Muhibbullah! Buradaki fakîrlerin hâlleri, gidişleri<br />

çok iyidir. Bunun için Allahü teâlâya sonsuz hamd etmek lâzımdır. Sizin de selâmetiniz<br />

için ve hâlinizin değişmemesi için ve doğru yolda ilerlemeniz için Allahü<br />

teâlâya düâ ederim. Bu günlerde, ne hâlde bulunduğunuzu bildirmediniz. Mesâfenin<br />

uzaklığı, haberleşmeyi güçleşdiriyor. Nasîhat vermek, dînimizin birinci vazîfesidir<br />

ve Peygamberlerin en üstününe uymakdır “Ona ve hepsine üstün düâlar<br />

ve selâmlar olsun!”. Ona uymak için Onun sünnetlerini, ya’nî bütün emr ve yasaklarını<br />

yerine getirmek ve Onun beğenmediği bid’atlerden sakınmak lâzımdır. O<br />

bid’atler, gecenin karanlığını yok eden, tan yerinin ağarması gibi parlak görünseler<br />

de hepsinden kaçmak lâzımdır. Çünki, hiçbir bid’atde nûr yokdur, ışık yokdur.<br />

Hiçbir hastaya şifâ yokdur. Hiçbir hastaya ilâc olamazlar. Çünki, her bid’at, yâ bir<br />

sünneti yok eder, yâhud sünnetle ilgisi olmaz. Fekat, sünnetle ilgisi olmıyan<br />

bid’atler, sünnetden aşırı, artık oldukları için, sünneti yok etmiş olmakdadırlar. Çünki,<br />

bir emri emr olunandan ziyâde yapmak, bu emri değişdirmek olur. Bundan anlaşılıyor<br />

ki, nasıl olursa olsun, her bid’at sünneti yok etmekdedir. Sünnete ters düşmekdedir.<br />

Hiçbir bid’atde iyilik ve güzellik yokdur. Keşki bilseydim ki, kâmil olan<br />

bu dinde ve Allahü teâlânın râzı olduğu islâmiyyetde, ni’metler temâm oldukdan<br />

sonra, ortaya çıkan bid’atlerden ba’zılarına, nasıl olmuş da güzel demişler? Bunlar<br />

niçin bilmemişler ki, birşey yükseldikden, temâm oldukdan, beğenildikden sonra,<br />

buna yapılacak eklemeler güzel olamaz. Hak olan, doğru olan birşeyde yapılacak<br />

her değişiklik, dalâlet ve sapıklık olur. Kâmil olan, temâm olan bu dinde sonradan<br />

meydâna çıkarılan birşeye güzel demenin, dînin kemâle ermediğini göstereceğini<br />

ve ni’metin temâm olmadığını bildireceğini anlamış olsalardı, hiçbir<br />

bid’ate güzel diyemezlerdi. Yâ Rabbî, unutduğumuz ve yanıldığımız şeyler için bizleri<br />

hesâba çekme! Size ve yanınızda olanlara selâm ederim.<br />

[Sünnet kelimesinin dînimizde üç ma’nâsı vardır: (Kitâb ve sünnet) birlikde söylenince,<br />

kitâb, Kur’ân-ı kerîm, sünnet de, hadîs-i şerîfler demekdir. (Farz ve sünnet)<br />

denilince, farz, Allahü teâlânın emrleri, sünnet ise, Peygamberimizin “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” sünneti, ya’nî emrleri demekdir. Sünnet kelimesi yalnız olarak<br />

söylenince, islâmiyyet, ya’nî bütün ahkâm-ı islâmiyye demekdir. Fıkh kitâbları<br />

böyle olduğunu bildiriyor. Meselâ (Kudûrî muhtasarı)nda (Sünneti en iyi bilen<br />

imâm olur) diyor. (Cevhere) kitâbında burayı açıklarken (Sünnet demek, burada<br />

ahkâm-ı islâmiyye demekdir) diyor. Yetmişdördüncü maddenin sonuna bakınız!<br />

– 69 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!