22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

et, bezzâzlıkdır, kumaş satmakdır. En iyi san’at, terzilikdir).<br />

3 — Dünyâ işleri, âhıret için çalışmağa mâni’ olmamalıdır. Âhıret için ticâret<br />

yeri câmi’lerdir. Münâfıkûn sûresi, dokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen, (Mallarınız<br />

ve çocuklarınız, Allahü teâlâyı, hâtırlamanıza mâni’ olmasın!) buyuruldu.<br />

Halîfe Ömer “radıyallahü anh” buyurdu ki, (Ey tüccârlar! Önce âhıret rızkını kazanın!<br />

Sonra dünyâ rızkına çalışın!). Ticâretle meşgûl olan büyüklerimiz, sabâh ve<br />

akşamları âhıret için çalışır, Kur’ân-ı kerîm okur, ders dinler, tevbe ve düâ eder,<br />

ilm öğrenir ve gençlere öğretirlerdi. Kelle kebâbı, sabâh çorbası gibi şeyleri çocuklar<br />

ve zimmîler satardı. Çünki, müslimânlar, sabâh, akşam câmi’lerde bulunurdu.<br />

İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabâh ve akşam değişmekdedir. Bir<br />

hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Melekler insanların amel defterlerini götürdükleri<br />

zemân, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona bağışlarlar).<br />

Yine buyurdu ki, (Gündüz ve gece melekleri, sabâh ve akşam, gidip gelirken<br />

birbirleri ile karşılaşırlar. Hak teâlâ, [giden meleklere], kullarımı nasıl bırakdınız?<br />

buyurur. Yâ Rabbî! Nemâzda bulduk ve nemâz kılarken bırakdık, derler. Allahü<br />

teâlâ da, şâhid olun, onları afv etdim buyurur). Müslimân tüccârlar, san’at sâhibleri,<br />

gündüzleri de, ezân sesini duyunca, işini hemen bırakıp, câmi’e koşmalıdır. [Dînini<br />

seven ve kayıran bir imâm bulursa, ona uymalı, dînini dünyâya değişen, ibâdete<br />

harâm, bid’at karışdıran, müslimânlıkdan haberi olmıyan imâm ve hâfızların<br />

yanına, sesine, sözüne yanaşmamalıdır.] Büyüklerimiz, (Ticâretleri, satışları, Allahü<br />

teâlâyı unutmalarına sebeb olmaz) âyet-i kerîmesine ma’nâ verirken diyor ki,<br />

demirciler vardı. Demir döğerken, ezân okununca, çekici kaldırmış iken, demire<br />

vurmaz, bırakıp nemâza koşarlardı. Ve terziler vardı. İğneyi sokunca, ezân okunsaydı,<br />

o hâlde bırakıp, cemâ’ate koşarlardı.<br />

4 — Çarşıda, işde Allahü teâlâyı zikr, tesbîh etmeli, her ân Onu hâtırlamalıdır.<br />

Dili ve kalbi boş kalmamalıdır. İyi bilmelidir ki, o ânda kaçırdığını, bütün dünyâyı<br />

verse, bir dahâ eline geçiremez. Gâfiller arasındaki hâtırlamanın sevâbı çok<br />

olur. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Gâfiller arasında Allahü<br />

teâlâyı zikr eden kimse, kurumuş ağaçlar arasında bulunan yeşil fidân gibidir<br />

ve ölüler arasındaki cânlı gibidir ve harbde kaçanlar arasında, arslan gibi döğüşenler<br />

gibidir). Bir kerre buyurdu ki, (Çarşıya giderken, lâ ilâhe illallah, vahde<br />

hü lâ şerîke leh, le hül mülkü ve le hül hamdü, yuhyî ve yümît, ve hüve hayyün lâ<br />

yemût, bi yedi-hil-hayr, ve hüve alâ külli şey’in kadîr diyen kimseye, iki milyon sevâb<br />

yazılır). [Bu hadîs-i şerîfde olduğu gibi, sevâb veyâ günâh mikdârını, göklerin<br />

büyüklüğünü, uzaklıklarını ve âhıretdeki zemânları ve dünyânın yaradılışını ve mahlûkların<br />

sayısını bildiren hadîs-i şerîflerdeki çeşidli rakamlar, mikdâr sayısını göstermek<br />

için değil, mikdârın çokluğunu anlatmak içindir. Meselâ bir kimseye, birkaç<br />

def’a, zahmet çekerek gidip bulamıyarak cânı sıkılan biri, o kimseyi görünce,<br />

seni on def’a aradım, bulamadım, demesi gibidir.] Cüneyd-i Bağdâdî “kuddise sirruh”<br />

buyurdu ki, (Pazarda çok kimse vardır ki, sôfîler halkasında oturanlardan dahâ<br />

kıymetlidir). Bir kerre de buyurdu ki: (Öyle kimse tanıyorum ki, pazarda hergün<br />

üçyüz rek’at nemâz kılmakda ve otuz bin tesbîh okumakdadır). Ba’zısı demişdir<br />

ki, bu kimse, kendisidir. Hulâsa, dîne, ibâdetine yardım niyyeti ile dünyâya çalışanlara,<br />

hep böyle sevâb vardır. Yalnız para kazanıp, dünyâ malı toplamak için<br />

çalışanlar, sevâbdan mahrûm kalır. Hattâ bunlar, câmi’de, nemâzda iken de, kalbleri<br />

dükkânın hesâbındadır. Fikrleri dağınıkdır.<br />

5 — Dünyâ işlerine çok düşkün olmamalıdır. Meselâ, çarşıya herkesden önce<br />

gidip, herkesden sonra çıkmamalı. Tehlükeli ve uzun yollara gitmemelidir. Mal kazanmak<br />

için, deniz [ve hava] yolculuklarına dalmamalıdır. Mu’âz bin Cebel “radıyallahü<br />

anh” buyuruyor ki, (Şeytân, pazarda, yalan, hîle, hıyânet ve yemîn etdirerek<br />

müslimânları günâha sokmağa çalışır. Önce gidip, geç çıkanlara dahâ çok asılır).<br />

Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Tüccârın, esnâfın en kötüsü, erken gidip, geç dö-<br />

– 848 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!