22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yı’ şu kâseyi dahî verdim deyip, müşterî de bu meclisde kabûl ederse, câiz olur. Yirmi<br />

karpuz ile kâse, yirmi liraya satılmış olur. Bâyı’, bey’i câiz olmıyan ve ayblı, kusûrlu<br />

olan birşey ilâve ederse, bey’ fâsid olur. Bâyı’, akdden sonra, semenin bir kısmını<br />

veyâ hepsini müşterîye hediyye edebilir. Fekat bu, asl akde dâhil olmaz.<br />

Bâyı’in akdden evvel, semeni müşterîye hediyye etmesi sahîh olmaz). 958. ci<br />

madde şerhinde diyor ki, (Malını beyhûde yere sarf ve telef edene sefîh denir. Alışverişde<br />

aldanmak sefîh olmağı göstereceği gibi, hîle olarak kasden aldananlar da<br />

vardır). [Görülüyor ki, bâyı’ müşterîlere ayrıca hediyye vereceğini akdden evvel<br />

haber verip, akd esnâsında şart etmezler ise, akdden sonra bu va’dini söylemesi ve<br />

yerine getirmesi câiz olmakdadır. Fekat müşterîler arasında piyango çekerek,<br />

hediyyeyi yalnız kazananlarına vermek kumar olur, harâm olur. İkinci kısmda, kırkıncı<br />

madde sonuna bakınız!]<br />

(Bahr-ül-fetâvâ)da fâsid bey’i anlatırken diyor ki, (Kumar ile ele geçen, mülk<br />

olmadığı için, satılması ve satın alınması ve yinilmesi câiz olmaz. Fâsid şart, malın<br />

mal ile mübâdelesini ifsâd eder. Çünki fâsid şart, karşılıksız fazlalık olup, fâiz<br />

demekdir. Malın mal olmıyan ile mübâdelesini ve hediyyeyi ifsâd etmez). Kerâhiyyeti<br />

anlatırken diyor ki, (Bir kadının, kız kardeşinin zevcine [ya’nî eniştesine]<br />

görünmesi câiz değildir. Deniz hayvanlarından balıkdan başkasını yimek, hanefî<br />

mezhebinde tahrîmen mekrûhdur. Şartlarına uygun olarak, mevlid-in-Nebî okumak<br />

câiz ve sevâb olduğu ve Ehl-i sünnete muhâlif vâ’izleri [ve kitâbları] yasaklamak<br />

lâzım olduğu, (Behcet-ül-fetâvâ)da da uzun yazılıdır. Karşılık vermek şartı<br />

ile yapılan hediyye, karşılığı verilmedikce sahîh olmaz). Müşterînin kefîl göstermesi<br />

veyâ semeni havâle etmesi şartı ile bey’ câiz ise de, kefîlin ve havâleyi kabûl<br />

edenin sözleşme yerinde hâzır olup kabûl etmeleri lâzımdır.<br />

Fırından, bakkaldan veresiye alıp da, ay başında borcunu ödiyen kimsenin,<br />

herşeyi satın alırken, fiyâtını sorup anlaması lâzımdır. Satın aldığı gün, her birinin<br />

semeni belli olmazsa, bey’ fâsid olur. Semen belli olup da, müşterî her birini sorup<br />

anlamadan kabûl ederse, bey’ fâsid olmaz buyurmuşlardır. Bey’in sahîh ve fâsid<br />

olmasında iki taraf uyuşmaz ise, sahîh olduğu kabûl edilir.<br />

İmâm veyâ herhangi me’mûr, hava parası alarak, vazîfesini başkasına devr<br />

edebilir. Buna bey’ denmez. (Ferâg etmek) denir. Çünki, bey’de alınan ve verilen<br />

iki şeyin mal olmaları lâzımdır. Âmirin, ferâg işini kabûl etmesi şartdır. Hava parası<br />

alarak kirâcının binâyı devr etmesi câiz değildir. İkrâh ile, tehdîd ile istemiyerek<br />

satan kimse, satışı bozabilir. Zorlandığını iki şâhid ile isbât edince, mahkeme<br />

bozar.<br />

(4) — Mekrûh olan satış: Cum’a günü öğle ezânı ile imâm selâm verinciye kadar<br />

olan zemânda alışveriş yapmak mekrûhdur. Satın almıyacağı bir malın semenini,<br />

başka müşterîler arasında yükseltmek mekrûhdur. İki kişi bir malın fiyâtında<br />

uyuşmuş iken, bu malı, dahâ yüksek fiyâtla satın almak istemek mekrûhdur.<br />

İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh”, bâgîleri, âsîleri anlatırken buyuruyor ki, fitne<br />

yapanlara, âsîlere silâh satmak, tahrîmen mekrûhdur. Fekat, silâh yapmağa yarıyan<br />

eşyâyı, meselâ demir satmak mekrûh değildir. Ya’nî, günâh yapmakda kullanılan<br />

şeyin kendini satmak, tahrîmen mekrûh olur. Bu şeyi hâzırlamağa yarıyan<br />

maddeleri satmak ise, tenzîhen mekrûh olur. Çalgıları satmak da tahrîmen mekrûh<br />

olup, çalgı yapılan tahtayı, çalgıcıya satmak, tenzîhen mekrûh olur. Şarkıcı câriyeyi,<br />

döğüş horozunu da, fâsıklara satmak tenzîhen mekrûhdur. Çünki, câriye,<br />

hizmetci olarak satılır. Şarkı için satılmaz. Şerâb yapana üzüm satmak da tenzîhen<br />

mekrûhdur. Çünki, kendileri harâm işlemekde kullanılmaz. Harâm olan şeyin<br />

hâzırlanmasında kullanılır. Bunları, halâl olan yere satamıyan kimsenin, tenzîhen<br />

mekrûh olan yere satması câizdir.<br />

Bir şehre dışardan gelen gıdâ ve ihtiyâc eşyâsını, şehr hâricinde karşılayarak ucuz<br />

alıp, şehrde depo ederek pahâlı satmak harâmdır. Buna (İhtikâr) denir. Kıymeti<br />

– 813 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!